...
Eflatun'a göre ruh, fiziki vücuda daha yüksek, daha ilâhi bir alemden gelir, Bu, onun «doğuşudur. Ve bu uyuma ve unutmadır. Çünkü ruh, vücudun içine doğarken büyük bir şuurluluk halinden çok daha az şuurlu bir hale girer ve o arada da eski, beden dışı sürede bildiği gerçekleri de unutur. Buna göre Eflatun ölümün bir uyanma ve hatırlama olduğunu ilave eder.
...
Bütün bunlara ek olarak Eflatun hayal gücü kuvvetli bir insan olduğu için sonunda gerçeğin insana âdeta aydınlatma ve sezgiyle ilgili mistik bir deney şeklinde geleceğini iddia ediyordu.
Ölüme yakın deneyimler
...
Hayat, bir mahkûmiyete benziyor. Bu durumda bedenlerimizin nasıl birer hapisane olduğunu bilmiyoruz. Ölüm öyle bir kurtuluş ki! Bu hapisaneden kaçmaya benziyor. Yapabileceğim en güzel benzetme bu.
Ölüme yakın deneyimler
...
Bazıları «ölüm kelimesini kullanmadığımızı, çünkü bundan kaçmaya çalıştığımızı söylüyorlar. Benim için doğru değil bu. Başınızdan benimki gibi bir olay geçtikten sonra, artık için için ölüm diye bir şey olmadığını biliyorsunuz. Bir yerden mezun olup diğerine giriyorsunuz. Örneğin; ilkokuldan orta okula, oradan liseye.
Ölüme yakın deneyimler
...
<<<Artık ölümden korkmuyorum. Ölüm arzum olduğu veya hemen şimdi ölmeyi istediğim için değil. Şimdi öbür tarafta yaşamayı istemiyorum. Çünkü burada yaşamam gerekiyor. Ölmekten korkmamamın sebebi ise buradan ayrıldığım zaman nereye gideceğimi bilmem. Çünkü oraya daha önce de gittim.>>>
...
Bu tecrübenin hayatımda bir şeyler şekillendirdiğini sanırım. O olay sırasında çocuktum. Henüz on yaşındaydım. Ama şimdi, ölümden sonra hayat olduğuna kesinlikle inanıyorum. Bundan hiç şüphem yok. Ve ölmekten de korkmuyorum. Bütün hayatım boyunca böyle oldu. Tanıdığım bazı kimseler öyle korkuvor, öylesine dehşete kapılıyorlar ki. Bazı kimseler ölümden sonra hayat olmadığını söyledikleri veya, «Öldün mü, her şey biter, dedikleri zaman gülüyorum. <<Gerçeği bilmiyorlar, diye düşünüyorum.