İfana

İfana
@moonlight22
kitaplar dünyası gerçek dünyadan daha çok iyidir.
744 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 17 days
Yazarın 1859 yılında yazdığı ‘’Beyazlı Kadın’’ Victoria dönemine damga vuran, gotik edebiyat türünün yansımalarını gerçeklik potasında eritip, duygusallık, gerilim ve psikolojik karakterler ile bize sunan kitaptır. Hikayenin ana kahramanı olan Walter Hartright, genç bir ressam ve adalet duygusuna bağlı bir insandır. Bir gece Londra’da kaybolmuş beyazlar içinde bir kadınla karşılamasıyla ve arkadaşının tavsiyesi ile çizim öğretmek için gittiği iki kardeşin evinde yaşananlardan sonra hayatı tamamen değişecektir. Kitap bunun üzerinden başlar ve bu şekilde devam eder. Anlatım biçimini diğer karakterlerin ağzından sürdürmeyi tercih eden yazar, kitapta adı geçen her kahramanı bir bütün olarak ele almış. Farklı kişilerden farklı karakterlere ait düşünceleri ve olaylara şahit olmak ilgi çekiciydi. Eserin harika bir üslubu var ve okuması çok kolay. Yazar bize çok yönlü karakterler sunuyor, her biri kendi özelliklerine, alışkanlıklarına sahip, çok gerçekçi! Ana karakterimizde gördüğümüz adalet duygusu farklı bir karakterde tam anlamıyla tersi olarak görülebiliyor. Ana karakterimiz açısından hazin bir aşk öyküsü gibi başlayan kitap çok farklı noktalara evriliyor. Bir noktada tema olarak kadın erkek eşitsizliğini hukuki bir boyut olarak kitaba taşıyan yazar dönemin eleştirisini de yapmaktadır. Kitabın ortalarında saf bir ruhun çektiği acıları, maddi hırslardan doğan çıkarları, zeka savaşlarını görmek de mümkün. Roman aynı zamanda büyüleyici çünkü bölümler farklı karakterlerden sunuluyor, bu nedenle hikayeyi her iki taraftan da tanıyabileceğiz. Notlar, günlükler ve canlı diyaloglar var. Kitap kesinlikle okumaya değer!
Beyazlı Kadın
Beyazlı KadınWilkie Collins · Can Yayınları · 2018725 okunma
Reklam
319 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Bu kitap, bülbülü öldürmek romanın ikinci bölümüdür. Bülbülü Öldürmek 20 yüzyılın en büyük edebiyat eserlerinden biridir. Ama devamı niteliğindeki bu kitapla en büyüklerinden biri haline geldi. "Tespih ağacının gölgesinde", bir kişinin büyümesini nasıl sonlandırdığını, siyah beyaz çocuklarının dünyasının nasıl çok yönlülük ve bireysellik kazandığını, ebeveynlerin değerlerinin nasıl kendi zor kazanılmış gerçekleriyle değiştirildiğini anlatan bir kitap. sonra da yeni neslin değerlerine yer vermek için kan dökerler. İnsan vicdanının gelişme süreci sonsuzdur ve ancak ölümle sona erer. Harper Lee'nin ilk kitabının "Tespih ağacının gölgesinde" olduğunu çok az kişi biliyor ve yayıncı ona Jean Louise Finch'in çocukluğu hakkında anılarından yola çıkarak bir kitap yazmasını tavsiye etti. Bülbülü Öldürmek romanı da böylece doğdu. Eleştirmenler, "Tespih ağacının gölgesinde’nin” "Bülbülü Öldürmek’in” ilk versiyonu olan bir taslak olduğuna inanıyor. Ne de olsa iki romanın yayınlanması arasında 55 yıl geçti! "Tespih ağacının gölgesinde" romanı anılarla ve hararetli tartışmalarla dolu, iç çatışması ve toplumla çatışması var ama karakterler tam olarak ortaya çıkmamış ve "Bülbülü öldürmek" romanına aşina olmayan bir okuyucu için zor olacaktır kimin kim olduğunu ve ne olduğunu anlamak için. Bu nedenle, ünlü "Bülbülü Öldürmek" ile başlamanızı tavsiye ederim.
Tespih Ağacının Gölgesinde
Tespih Ağacının GölgesindeHarper Lee · Sel Yayıncılık · 20205.5k okunma
640 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Bazılarının çok beğendiği bazılarının ise yerden yere vurduğu o kitap... Hayatta çok sıkıldığımız her şeyin sıradan ve monoton şeklinde ilerleyeceğine dair düşüncelerimiz olmuştur. Bu düşünceye sahip Amerikalı bir psikiyatrist olan Luke bir gece yanında duran zarlar ile tanışır ve hayatı tamamiyle değişir. İnsanlar seçim yaparlarken daima zorlanmışlardır. Yaptıkları seçimin sonuçları, seçenekleri kendileri seçtikleri için, üstlerinde bir ağırlık gibi kalacaktır. Kader denen olguyu bir zarın üstünde duran sayılara bırakıp, seçimi ona bırakmak... İşte romanımızın baş karakteri olan psikiyatrist tam olarak bunu yapıyor. Başlarda yaptığı seçimler gündelik hayatı etkilemeyen ufak tefek şeyler olurken daha sonrasında bir insan ne kadar ileri gidebilir bunu görüyoruz. Hastalarını bu yöntem ile tedavi etmeye çalışan pskiyatrist karakterimiz kendi dünyasını yaratma peşinde koşuyor. Bir insanın nasıl ve nereye kadar değişebileceğini kitap bize sunuyor. Kitabın otobiyografik ögeler taşıması nedeniyle çok fazla eleştiri almasına karşın, konu olarak bana çok farklı ve ilginç bir hayata kapı açtı. Okurken şaşırdığım, bu kadar da olmaz dediğim birçok olayla karşılaştım ve hatta bir ara zar atmayı bile düşündüm. Değişmeyen tek şey değişimdir lakin bunu her insanın kaldırabilecek cesareti yoktur.
Zar Adam
Zar AdamLuke Rhinehart · Pegasus · 20226.7k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
221 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
İlk okumada metnin sadeliği göze çarpıyor, ancak bu sonuçta kitaba müdahale etmez, ancak onu uyumlu bir şekilde tamamlıyor. Knut Hamsun, açlıktan ölen ama gururlu (bu durumda onu öldüren) yazarın zor kaderinden bahsediyor. Kitap esas olarak açlığın bir sonucu olarak istikrarsız psikolojik durumu, karakterin mantıksız eylemlerini, asalarını anlatıyor. Ayrıca kitabın sonlarına doğru o zamanların hayatı içeriden gösterildi. Tüm hikaye, insan yaşamının rastgele bir olaylar dizisi olduğu ve bir hikayemiz olmayabileceği fikriyle kısmen nüfuz etmiş gibi görünüyor. Yazarın bir insanın derin iç dünyasını ve eserini göstermesi hoşuma gitti, okumanızı tavsiye ederim.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Say Yayınları · 198228.4k okunma
638 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Dita Adlerova'nın Auschwitz'deki zorlu yolu, üzüntüleri ve küçük sevinçleri, kayıpları hakkında bir kitap. Ölüm kamplarındaki yaşam, insanların kendi paylarıyla nasıl başa çıktıkları anlatılıyor. Kitap, parlak ve iyiye olan inancın kaldığı, yalnızca umudu olan insanların hayatta kaldığı gerçeğiyle ilgili. Dita için kitaplar, her şeye rağmen yaşamak için büyük bir motivasyon haline geldi.
Auschwitz Kütüphanecisi
Auschwitz KütüphanecisiAntonio González Iturbe · Pegasus Yayınları · 20201,888 okunma
Reklam