Gözüne, büyükbabasının Bologna yakınlarında bir manastırda bulduğu, on yedinci yüzyıldan kalma, altın işlemeli Venedik işi, büyük, mor, saten örtü ilişti. Evet, bu örtü o korkunç şeyi örtmek için biçilmiş kaftandı. Kim bilir, belki de vaktinde tabut örtüsü olarak kullanılıyordu. Şimdi de ölümden bile daha beter bir çürümeyi; korkular içinde kıvranacak ama bir türlü can veremeyecek olan bir şeyi gizleyecekti.
Sayfa 138Kitabı okudu
Büyükbabasının Bologna yakınlarındaki bir manastırda bulduğu, üzerinde çok güzel bir on yedinci yüzyıl altın işlemesi olan, kocaman mor saten bir Venedik kumaşına gözü takıldı. Evet, o korkunç şeyi sarmak için işe yarardı bu. Belki de eskiden epey bir süre tabut örtüsü olarak kullanılmıştı. Şimdi ölümün çürümüşlüğünden daha kötü bir şeyi, korkular üretecek, ama hiç ölmeyecek bir şeyi, kendi kişiliğinin çürümesini saklamak için kullanılacaktı. Solucanlar ceset için neyse kendi günahları da tuval üstündeki resim için o olacaktı. Onun güzelliğini lekeleyecek, görkemli yüceliğini yavaş yavaş yiyip bitireceklerdi. Onun saflığını yok ederek utanılacak bir şeye dönüştüreceklerdi. Ama yine de o nesne yaşamasını sürdürecek; hep canlı olacaktı.
Sayfa 139 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Reklam
Mor saten
Kendi göğsündeki çukurun etrafında dönenlere...
Sayfa 9 - İz yayıncılıkKitabı okudu
Elektrik süpürgesi ölüsünü almaya gelen tekerlekli sedyenin izlerini yok etmiş. Bekliyorum.Ruhunun yanıma gelmesini.Sesini duymayı. Rose öldüğünde, aylarca portakal bahçesinde varlığını hissettim. Belki de benim hayal gücümle alakalı bir şeydi ama yine de oradaydı. Ama Jenna sanki hiç var olmamışcasına gitti. Aynada gölgesi bile kalmadı. Yorganı açıp yatağına giriyorum.Nevresim takımları yeni kokuyor. Belki de öylelerdir çünkü onları ilk kez görüyorum.Beyaz zemin üzerinde, küçük mor çiçekli.Saten yorganı da gitmiş. Köşesinde vişne suyu lekesi olan. Jenna yer yüzünden silindi. Baş ucunda ki aşk romanı dışında ardında hiç bir iz bırakmadan. Vaugh'nın bodruma indiği öğleden sonra başına neler geldiğini asla öğrenemeyeceğim. Benimle kaçamayacak. Okyanusu göremeyecek. Bir daha asla dans edemeyecek. Nefes alamayacak. Yüzümü yatağa bastırıyorum. Öldüğü yere. Parmaklarımı saçlarına bastırdığımı hayal ediyorum.Kendimi zorlayarak sesini duyuyorum. Buradan gideceksin ve her şey harika olacak ''Sana inanıyorum,'' diye fısıldıyorum.
Sayfa 308Kitabı okudu
Tam bir doğa çocuğu olan Leonardo tıpkı babasından gördüğü gibi, pahalı kumaşlar giyip şehirde dolaşır, tek farkı daha iddialı olmasıdır. Ressamın keten gömlekleri, kıpkırmızısı ve mor saten mantoları, kürk kaplı elbiseleri, modern deri çizmeleri ve bir tane de bacaklarını gösteren pembe bir pelerini vardır. Göğsüne kadar gelen uzun dalgalı saçlarının bakımını özenle yapar, ellerini mis kokulu gül sularıyla yıkar. Sahip olduğu değil, olmak istediği statüye göre giyinir. Muhteşem Lorenzo'nun Floransası'nda erkek güzeli olmanın bir sakıncası yoktur.
Sayfa 75 - MartıKitabı okudu
ee saraya gelin olunca gerdek ritüeli de bambaşka oluyor
"ilk iş olarak, Valid e Sultan'ın hamamına götürdüler beni. Yıkadılar, ovup yağla masaj yaptı lar. Sonra, sırtımda serbest bırakı lmaya karar verilen uzun saçlarımı fırçaladı lar. Bohemya kristalinden bir şişe koleksiyonuyla oynayan natır, vücudumun her yanına ayrı koku sürdü. Bundan sonra esvapçıbaşı bana hemen hemen saydam, hafifçe sim
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.