Az önce bitti Sineklerin Tanrısı.
Açıkçası biraz moralim bozuk, biraz kaldıramadım bu kitabı okumayı. Kitapta küfür görmeyi, taciz-tecavüz içeriklerini hiç sevmediğimden bahsetmiştim öncesinde. Bu hoşlanmadığım konulara bir yenisini daha ekledim: Acımasız çocuklar. Çocuklara saflığı ve iyiliği yakıştıran biri olarak vahşileşmelerini, tıpkı yetişkinler gibi acımasız olmalarını kaldıramadım.
Kitap, atom savaşından kaçırılan bir grup çocuğun uçağının ıssız bir adaya düşmesiyle buradaki mücadelelerini anlatıyor. Çocukların arasında yüzde yüz iyi olan Simon da var sadece kötülükle beslenen Roger de. Otorite meraklısı vahşi Jack de var otoriteyi kurmaya çalışan fakat bir yandan sağ duyuyu elden bırakmayan Ralph da. Bir de Domuzcuk lakabını taktıkları ve adını hiç öğrenemediğimiz küçük çocuk da var ki o beni çok üzdü.
Sineklerin Tanrısı herkesçe çok övülen, gerçekten güzel alt mesajları olan bir kitap olsa da ben okumaktan zevk alamadım. Kalbim kırık kapattım kapağını.