Sıcak Akdeniz akşamlarında. Geçmiş ve gelecek zamanların akşamlarında. Başka insanların, başka uygarlıklar yaşadığı, yaşayacağı çağlarda. Güneş ısıttı, ısıtacak gökyüzünü. Sahildeki kumları. Verimli ovayı. Geceleri yıldızlar bürüyor gökyüzünü. Eski çağlarda belki kumsalda da sevişti insanlar. Dalgaları ayaklarının altında duydu. Ben, ya da başkası böyle yaşadı Akdeniz’i. Böyle yaşayacak. Binlerce yılın güneşini şimdi ben bekliyorum. Sabaha karşı. Tiyatronun taş basamağına oturmuş, doğaya bakıyorum. Birkaç saat sonra köyden ayrılacağım. Büyük kente döneceğim. Uzun süre yalnız güneşin doğuşunu, batışını, bulutların rüzgârla birlikte koşuşunu, yağmurlu, yağmurdan sonra çok ender görülen gökkuşağını ve gökkuşağının mora bürüdüğü denizleri, dilediğimce seyretmek isterdim. Oysa koşullandırılmış bir büyük kentliyim. Doğadan ayrılıp, beton alanların, asfalt yolların kıyısındaki taş yapılara, apartmanlara döneceğim.
Kaldığım evin avlusuna sığınıp gecenin kalan kısmını orada geçirdim. Müthiş bir heyecanla bir aşağı bir yukarı yürüyor, her sese kulak kesiliyor, korkuyordum: Sanki her ses, sefilce can verdiğim şeytani cesedin yaklaştığını haber veriyordu. Ah! Hiçbir ölümlü o çehrenin korkunçluğuna dayanamazdı. Tekrar can bulmuş bir mumya bile, o sefil kadar iğrenç olamazdı. Henüz tamamlanmamışken ona bakmıştım: O zaman da çirkindi ama kasları, eklemleri hareket kazanınca, Dante'nin bile hayal edemeyeceği bir şey haline gelmişti.
Reklam
Dante Maroni was a piece of art – a very fine, very exquisite piece of art. Every time she saw him, she wanted to do a chef’s kiss gesture to the sky. Yeah, he was that good. From his dark, untamed, slightly overlong hair that framed an absolutely stunning face – a face that got more and more chiseled as he grew older – to that jawline Amara traced with her fingers in her daydreams, to his deep chocolate eyes that she still found the prettiest, to his arms that flexed with muscles as he moved… yup, she was a goner. It was pathetic.
That’s when it hit me: That was me. Water down the last dregs of happiness and turn them into bubbles to fill the void. It may be nothing more than an illusion, but it was still better than the emptiness.
Dante became one more mystery in a universe full of mysteries.
Sayfa 19 - Simon & Schuster UK LtdKitabı okudu
Reklam
150 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.