Romanın tanımı deyince gerçek hayatta olmuş ya da olabilecek olaylardan oluşan kurgu, hayatın bir bölümü denir ama bu kitapta gerçeklik diğer romanlarda olanlardan çok fazlaydı. Arada bir tarih kitabı okuyormuşum da bu tarih kitabında diğer tarih kitaplarından farklı olarak olaylardan çok olayların insanlara hissetirdiği duyguları,insanların yaşama biçimlerindeki değişikliklerini etkilerini anlatmak istemiş gibi hissettim. Kitap dediğim gibi etkileyici bir gerçekçilikle yazılmış ve savaşın sadece cephede olmadığını, savaşa silahla katılmayan halk arasında da sürdüğünü kadınlardan erkeklere, kahveciden aydın kesime kadar birçok kesim için farklı şekillerde yaşandığını gözler önüne seriyor. Kitabı okuyarak dönemin şartlarını ve toplumsal düşüncelerinin neler olduğunu rahatça görülebildiğini söylemek isterim. Kitapla ilgili eksiklik olarak düşündüğüm özelliği ise dialoglar bazen de üç kişi arasındaki konuşmaların çok uzun olduğu yerler var okurken kimin o cümleyi kurduğunu kaçırdığım yerler oldu konuşmaları başa alıp tekrar okudum. Okumayı düşünenler için hep nesnel anlatımlı tarih kitabı okuyamıyorsanız, sıkılıyorsanız Kurtuluş Savaşı dönemi şartlarını az çok öğrenebileceğiniz bunu da bir tarih kitabı okuyormuş gibi hissettirmeyen akıcı bir anlatımı olan bir eser olduğunu belirtmek isterim. Serinin birinci kitabını genel anlamda beğendim ikinci kitabını da okuyacaklarım listesine ekledim onu da okuduğumda görüşlerimi yazarım umarım