Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Neslihan KAHRAMAN

Cephanenin yerini artık kitaplar alsın..
Atatürk'ün sesi duyulur: ''Savaşta bunlarla cephane taşıdık, sen o zaman çocuktun, bilemezsin. Bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve o okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın.''
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... hayatın en kısası da en uzunu da aynı kapıya çıkar..
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim: Günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi?
Sayfa 120Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İslamiyet'te ilmi talep edenlerden esirgeyenlerin ağızlanına atesten gem vurulacağını Peygamber Efendimiz söylemistir. Ya ilim öğrenme arzusunda bulunanları benim bundan men etmeye nasil ağzım varabilir? Hazreti Resul beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi emrediyor. Ben ki onun ümmetiyim, nasıl onun aksini sana nasihat edebilirim?
Elbet akıl da sonsuz değil, gelip geçicidir; ancak akla beslediğim bu düşkünlüğümün nedenini siz de bilirsiniz. Hayat can sıkıcı bir tuzaktır. Düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bir bilinç kazandığında kendini istençsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder. Aslında insan, iradesi dışında birtakım tesadüfler tarafından yokluktan var olmuştur. Peki neden? Varlığının anlamını ve amacını öğrenmek ister, sorularına cevap alamaz. Kapıyı çalar, ama açan kimse olmaz..
Reklam
Sen diyorsun ki namaz kılmak Allah'la konuşmaktır. Düşün şimdi, bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu anlamıyor. Bu nasıl bir şey?
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar...
Bu dünyada insanların korktuğu şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
Benim için kutsal bir şey varsa o da bilgidir, gerek bu dünyanın, gerekse öte dünyanın bilgisi. Bu yüzden öğrendiklerimi akıl terazisinde tartıp doğru olup olmadıklarına bakarım.
Sayfa 122Kitabı okudu
Hiç kimse yalnızlık ve soyutlanmayla yaşayamaz, bunların içinde mahvolur, toplum bunu ispat etmiştir.
Sayfa 40 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Spora her çağda ve özellikle de tüm hükümetler tarafından son derece büyük önem verilmiştir, kitleleri eğlendirir, sersemleştirir, aptallaştırır ve herkesten çok da diktatörler neden her zaman ve her durumda spordan yana olduklarını bilirler. Spordan yana olan, kitleleri yanına alır, kültürden yana olansa karşısına derdi büyükbabam, bu yüzden tüm hükümetler daima spordan yana ve kültüre karşıdır.
İnandıklarımdan biri, hakikatin hiçbir koşulda baskıya ve şiddete yenilmeyeceğiydi.
Ne olursa olsun, iyilik herkesin üstüne, kötülük, peşinde koşana olsun..
Sayfa 163 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Eğer aksini yapsaydım Atatürk olamazdım..
1935... Moskova büyükelçimiz Vasıf Çınar, Çankaya'ya geldi, Mustafa Kemal çalışma odasındaydı. Dalgın dalgın kitap okuyordu. Vasıf Çınar boşboğazlık etti. ‘’Paşam bu denli kitap okuyarak kafanızı yoruyorsunuz, siz Samsun'a çıkarken böyle kitap okuyarak mı çıktınız" deyiverdi. Mustafa Kemal gülümsedi. ‘’Bu tür lafları çok sık duyuyorum, işi gücü yok herhalde kitaplarla uğraşıyor diye dedikodumu yapıyorlarmış, çocukluğumda da böyleydim, elime üç beş kuruş geçince muhakkak yarısını kitaba verirdim, eğer aksini yapsaydım Atatürk olamazdım" dedi.
Sayfa 285Kitabı okudu
Reklam
Ben inanıyorum ki bir devletin çöküşü ulemasının yahut şeyhlerinin yoldan sapmasıyla olur. Ulema yahut şeyhlerin hırslarına yenik düştüklerini görürsen derhal tedbir neyse yap. Aksi takdirde hırsın sonu devlete de sahip olasıya kadar uzanacak ve ilim de iman da dünya nimetine feda olacaktır. Unutma ey sultan KİŞİLER, ZAMAN VE MEKAN DEĞİŞİR AMA HİKAYE HEP AYNI KALIR.
Kişinin bildikleri ne derece şerefli ve yüce ise aklı da o derece yüce ve şerefli bir meşgale edinmiş olacaktır. Eğer kişinin kalbinde Allah'ın ilmine dair şerefli ve yüce marifetler var ise o zaman kalp Allah'ı bulmuş olur ki gerçek bilmenin gayesi de budur. İmdi sormak lazımdır; acaba mevcudatı yoktan var eden, süsleyen, tedbir eden, tertip eden Allah'ı bilmekten daha şerefli, daha yüce bir ilim olabilir mi? Bu ilim kalbin tecellisi olan bir aklın eseridir ve Allah akıl olmadan bilinemez.
Değişmez bir gerçekti, ilimde ve sanatta ilerleme olmayınca devlet abad olmazdı.
Nadir bir zeka kendini yok ederse bu divanelik, sıradan bir zeka kendini geliştirmezse bu ahmaklıktır.
Herkesin içinde fıtrattan gelen bir ben fikri vardır; kiminde nefis, kiminde iman ile şekillenir. Nefisle benlik duygusu bir araya gelince yönetme şehveti doğar. Yönetme şehveti bütün şehvetlerden ötedir. Bir bebekten bir krala kadar herkeste görülen yönetmek içgüdüsü iyi kullanılırsa nimet olur ama nefis araya girer de kötü harcanırsa hüsran yaratır. Bu duygu herkesin içinde vardır. Bu yüzden kimisi ailesini, kimisi çevresini, kimisi muhitini, kimisi de devleti yönetmek için çırpınır, çaba harcar. Bir kez bu şehvete yakalananlar zamanla kendilerini vazgeçilmez hissedip yönetmek uğruna her türlü yolu mübah göreceklerdir.
Cihanda hangi fidan vardır ki yetişip saye salsın da akıbet hazana ermesin; felekte hangi saadet yıldızıdır ki kemalin zirvesine erdikten sonra zevalin deryasın batmasın?
Reklam
Mümin bal arısı gibidir. Temiz olanı yer, temiz olanı üretir, üstelik bir çiçeğe konduğunda onu kırıp dökmez.
Düşünme hakkınızı koruyun, yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir..
Yaşamdaki mutluluğun ana şartları: Yapacak bir şey, sevecek biri ve umut edecek bir şey..
Sayfa 105Kitabı okudu