Senin ruhun kanatsız bir kuşa benziyor. Bütün hevesi uçmak. Çırpınıyor, çırpınıyor, vücudunun parmaklıklarına kendini vura vura yorgun düşüyor. Uçmak, hiçbir yere bağlı olmamak. Fakat vücuduna bağlı evvela. Nafile, nafile çırpınış. Bunu kendi de biliyor da gene çırpınıyor. Aşktan ümit ettiği şey ne? Bağlarını koparmak değil mi? Hâlbuki, zavallı, kendinden yukarıda göklerde, göklerin üstünde bir yerlere doğru gideceğini umuyor, sonra, bir de bakıyor ki olduğu yere eskisinden fazla bağlanmış. Acaba en akıllıca aşk bu bağları sevmek midir? Evet Vedia. Bu bağları sevmek. Bu bağları çoğaltmak ve ruhu kıskıvrak bağlamak.
" İnsanoğlu her şeyin sırrını bulduğunu düşünmüştü ama bundan daha büyük yanılamazdı ve belki de zamanın bir illüzyon olduğunu anlamak için sadece biraz daha zamana ihtiyacı vardı. "