Kahperengi yazarın okuduğum ilk kitabı idi. Ama en kısa zamanda diğer kitaplarını da edinip okumayı planlıyorum.
Hayata fakir bir Ege kasabasında başlayan, sevgisiz, hoyrat bir ailede büyüyen, ancak tüm olumsuzluklara rağmen bir şekilde hayatını kurtaran ve hayatına İstanbul'da devam edebilmeyi başaran Narin'in hikayesi. Bu başarıyı nasıl sağladığı detayları ile anlatılmamış ancak konuşurken sıklıkla değinilen, irfanına ve kültürüne atıf yapılan ahlak abidesi, namus timsali, Anadolu insanının zalimliği, hoyratlığı, kıyıcılığı, Narin'in ailesi özelinde tüm çıplaklığı ile resmedilmiş. Elbette genelleme yapmak yanlış, tüm toplum elbette bu şekilde değil, kötü insanlar her toplumda var ama bizimle bu topraklarda yaşayan bu türden insanların aslında hiç de azımsanacak sayıda olmadığını düşünüyorum. Ve eserde resmedilen Moskof Recep, Karısı Hatice, Narin'in abisi Mehmet, Kardeşi Şadiye, komşuları Ümmühan, kasabada yaşananlar ve kasaba sakinlerinin olaylara verdikleri tepkiler o kadar gerçekçi anlatılmış ki, okurken kendimi bu düşünceleri tekrar ederken buldum.