"O da biliyordu ki, herkesin ruhunu bedeninin çarmıhına gerdiği, bırakın acıyı sevincin bile paylaşılamadığı bir dünyada, kimse boynunu incelik ve derinlikle ölçmeye kalkamazdı. Ama yine de 'insanın acısını insan alır' sözüne inanıyordu bütün yüreğiyle."
Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi
Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi
Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi
Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu.
Ne koştum ne de durdum, kaçak gidişi gibi
Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.
Çok kişi bir başka türlü
Kendine yalan.
Çok kişi bir başka yalan,
Kendi türünde.
Kiminin kültürü yoksun
Ahlâkdan...
Kimi de ahlâkdan yoksun,
Kültüründe.
Ne iyi kırık bir şişe olmak,
Yıkık bir ev, çatlak bir bardak.
Gene de bir şişe, bir ev, bir bardak.
Giderken de biraz daha kendi kalarak.
Evler, ampuller, bardaklar olacağım,
Oluşmak için neysem öyle kalarak.
...
"Türkiye'de her şey olabilirsiniz, ama bir tek şey olamazsınız, rezil olamazsınız," demiştim. Unuturlar çünkü. Hafızların 24 saate ayarlı olduğu bu ülkede isteseniz de rezil olamazsınız!
Her şarkının götürdüğü yer başka,
Hepsi başka başka sinmiş içime.
Biri, Büyükdereye götürüyor,
Biri on altı yaşımın Kadıköyüne.
Kimse sevgimi bilmez şarkısı
Eskiden ağlatırdı beni;
Şimdi düşündürüyor.