Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Arslan

510 syf.
9/10 puan verdi
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol
9/10 · 41,8bin okunma
Reklam
Eğer bir yazarın Alamut’a yedirdiği manayı, arka planında yatan duyguyu anlamak isterse ona şöyle demek isterim.”Dostum! Kardeşim! İnsanı dostluğun gücü kadar kahramanlaştıran başka bir şey var mıdır? Yüreğimize aşktan, sevgiden daha fazla işleyen bir şey bulabilir misin? Ve hakikat kadar övgüye layık başka bir kavram var mıdır?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gökyüzü kararır Mavi siyaha döner Yıldızlar yine de kafa tutar Parlar senin için
Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçekliklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı.
Reklam
Nora’ya göre ilişkilerde üç çeşit sessizlik vardı. Tabii ki pasif agresif sessizlik, artık konuşacak bir şeyimiz kalmadı sessizliği ve bir de Eduardo’yla ikisinin ulaştığı türden bir sessizlik. Konuşmak zorunda olmamanın sessizliği. Yalnızca birlikte olmanın, birlikteliğin. İnsanın yalnızken sessiz kalmaktan rahatsız olmaması gibi.
Direnme gücü, dikkatimizin kolayca dağılabildiği bir hayatta odağımızı koruyabilme yeteneğidir. Bedenimiz ve zihnimiz sınıra dayandığında bile yaptığımız işe yoğunlaşmayı sürdürmek, dikkatimizi dağıtmadan, etrafa bakıp birilerinin bizi geçebileceğinden endişe etmeden kendi kulvarımızda yüzmeyi sürdürebilmektir.
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
Olup bittiği için geçmişin tamamlanmış ve değişmez olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? Hayır, geçmişin giysisi değişken bir kumaştan yapılmıştır ve dönüp her baktığımızda onu başka renklerde görürüz. Kunderanın tesellisi
-Çevremde bu kadar mutsuzluk yaşandığını gördüğümde bütün bunların olmasına izin veren bir Tanrı olabilir mi diye düşünmeye başlıyorum. - Evet haklısın. Dünyada pek çok mutsuzluk var. Bunun ben de farkındayım. Ama işte en çok bu nedenle Tanrıya inanmak gerek. O olmasa, bütün bu ıstıraplar boşuna olurdu. Kunderanın tesellisi
Reklam
Eğer düşersen seni yeniden kaldırırım. Eğer kaldıramazsam yanına uzanırım.
Hayatımız, kendimizin silinmez bir portresini çizmekle geçer. İşin tuhaf yanı bunu bilmiyor oluşumuzdur.
Başımdan gerçek serüvenler geçmesini arzu ediyordum ama biliyordum ki gerçek serüvenler, evde oturan insanlara ulaşamaz.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın teselllisi: Hayat denilen bir şey vardı. Paralı parasız insanlar yaşıyorlardı. Kızıyorlar, gülüyorlar, ağlıyorlar, alakadar oluyorlar, seviyorlar, ıstırap çekiyorlar fakat yaşıyorlardı. Kendisi niçin yaşamayacaktı? (…) Ben de biliyorum ki marifet ölmek değil, yaşamak, hayata katlanmak, ne kadar fırtınalı havada olursa olsun gemiyi limana kadar götürmek, orada bir şamandıraya, bir iskeleye bağlamaktır.
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.