Hiç beklemediğin bir anda gelen, daha sonra hayatını yavaş yavaş kâbusa dönüştüren kendini ve çevreni sorgulamaya başlatan, arkadaşlıkla başlayan bir aydınlanma! Güzelliğin getirdiği hüzünlü bir son! Hani derler ya ağzından çıkan her duaya da bedduaya da dikkat et, Allah'ın kapıları ne zaman açıktır bilemezsin! Bu da onun gibi bir şey. Dilediğimiz şeylere dikkat etmeliyiz.
Aslında yazmak istediğim çok şey var ama sanırsam ne parmaklarımın ne de gözlerimin mecali buna yeter. Ama şunu belirtmek isterim ki Freud'u kitabı okurken de okuduktan sonra da çok andım:)
Gerçek bir aşkın tüm yanlış anlamalara, olanaksızlıklara, geçip giden yıllara ve ölüme karşı ne kadar da kuvvetli olduğunu anladım. İntikam duygusunun da, bir insanın hem kendi hayatını hem de diğer insanların hayatını nasıl yıkıp doktüğünü bir kez daha gördüm. Ama gördüğüm bir şey daha var ki o da bir döküntünün içinde bile (eğer kader isterse) bir çiçek açabilir.