Ey Allah'ım! Ey günahları örtücü! Bizi Cehennem ateşinden koru. Bizi, iyilerle beraner Cennet'e koy, Ahirette cemalini görmeyi nasip eyle. Seçilmiş Habibin hürmetine bizi orada karar kıldır. Amin, Ey Affedici!
Resulullah ile (a.s.m.) birlikte. Ensar'dan birisinin cenazesine katılmıştık.
Cenaze defnedileceği sırada kabristana vardık. Resulullah (a.s.m.) oturdu. Biz de, sanki başımızda bir kuş varmışcasına sesiz ve sakin bir şekilde oturduk. Peygamberimiz (a.s.m.) elindeki bir sopayla yeri çiziyordu. Başını kaldırdı. İki ve üç defa, " Kabir azabından Allah'a sığınırım." dedikten sonra şöyle buyurdu:
" Mümin kabre
1. Göklerden daha ağır,
2. Yeryüzünden daha geniş,
3. Kayadan daha sert,
4. Ateşten daha yakıcı,
5. Zemheriden ( kışın en şiddetli zamanı) daha soğuk,
6. Denizden daha zengin ve engin,
7. Yetimden daha perişan olan şeyler nelerdir?
Hikmet ehli ona şu cevabı verdi:
1. Suçsuz birine iftira etmek, göklerden daha ağırdır.
2. Hak, yeryüzünden daha geniştir.
3. Kafirin kalbi, kayadan daha serttir.
4. Hırs ve haset, ateşten daha yakıcıdır.
5. Yakınına ihtiyacını bildirdiğin halde onun ilgisiz kalması, zemheriden daha soğukdur.
6. Kanaat sahibi olan kalp, denizlerden daha zengin ve engindir.
7. İç yüzü ortaya çıkan dedikoducunun hali, yetimden daha perişandır.