Mustafa ÖZDİL
@muTSafa
Biraz neşe biraz keder hayat böyle geçip gider.
Enerji Sistemleri Mühendisi
Lisans
Talas
11 August
31 reader point
Joined on January 2022
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Sevdiğim kadın usulca sokularak yanağımı öptü. Havalimanındaki ayaküstü veda formalitesinden farklı, kraliçe mührü gibi bir öpücük. Dünyanın en parlak yeri olan dudakları, 100 sene beklediğime değdi. Ah... mucizeler, kaderi değiştirmez. Ve aşk, insana istirabını gizleme gücü verir. Bu öpücükle, kişisel kıyametimin en büyük alameti de belirmişti.
Kararım kesin, mezar taşıma şu cümle kazınsın: "Yaşamak bir ayrıcalıktı!"
Sayfa 133Kitabı okudu
Kız için bütün günler birbirinin aynısıydı ve bütün günler
birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz oluyor.
Reader Follow Recommendations
Sana şunu söyleyeyim Momo, hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmemiş hayallerdir.
Kaçıp gitmek istediğiniz yerin, kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı. Hapishanenin bir yer değil, bakış açınız olduğunu anlamak. Deneyimlediği, birbirinden apayrı hayatlar içinde, en köklü değişim hissinin ancak kaçıp gitmek istediği hayatta yaşanabileceği, Nora'nın aldığı en garip dersti. Başladığı ve dönüp dolaşıp yine geldiği hayatta.
Konuşmak zorunda olmamanın sessizliği. Yalnızca birlikte olmanın, birlikteliğin. İnsanın yalnızken sessiz kalmaktan rahatsız olmaması gibi.
"... Neden söylemediniz? "
"Çünkü Nora, bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır."
"Çok acımasızca."
"Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var," dedi. "Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün... Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?"
Her şey o kadar basitti ki! Bir kez teslim olmayagör, gerisi kendiliğinden geliyordu. Hani, çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte. Değişen, yalnızca senin tutumundur: Önceden belirlenmiş olan şey olmuştur, o kadar. Artık neden baş kaldırmış olduğunu bile bilemiyordu. Her şey çok basitti, ancak!..
O'Brien'ın dost mu, yoksa düşman mı olduğu önemli değildi. Konuşulabilecek biriydi O'Brien. İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.