Yirmi birinci yüzyılda En çok Bir yıl Sürer ölüm acısı Der ya şair Beş yıl geçti De üzerinden Sürüyor Hala benim acım Eksilmeden…
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Reklam
Sinemamızın en büyük aktörlerinden biri o. “Manav Halil”, “Filinta Osman”, “Zehir Ali”... Yüzlerce sinema filmi ve onlarca tiyatro oyununda rol almış dev aktör İZZET GÜNAY’la buluştuk. Sanat macerasını, Türk sinemasını, “Vesikalı Yarim”i, koleksiyonculuğunu ve pek çok şeyi konuştuk. MANAV HALİL’İ GAYET İYİ ANLIYORUM“SEVGİ DE YETMİYORMUŞ, ÇOK
Mualla Sürer
Mutlu muydu sanatçı? Kim bilir? Bilinen tek şey, yalnızlığıydı. Küçücük bir evin tek odasında kalıyordu. Hastaydı. Kalbi vardı. Zaman zaman soluk almakta güçlük çekerek, dört adımı ardı ardına atamayacak kadar hastaydı, Türk sinemasının ölümsüz Mualla Sürer "Bedia" sı... Ancak çalışması gerekiyordu. Zorunluydu buna. Elinden tutan da yoktu, "Artık sen dinlen ablacığım. Biz sana yardımcı oluruz" diyen de... Çaresizdi. Ama, aç ve muhtaç değildi kimseye. Olmak da istemiyordu. Yaşının 75, kalbinin hasta olmasına aldırmaksızın çalışıp duruyordu. Gururuna yediremiyordu kapısını çalmayan insanların kapısını çalmaya. Film setlerinden çıkmıyordu. Son güne kadar da çıkmadı. Tek gözlü evinin geçimi, kalbini yaşatacak ilaçların parası için film şirketlerinden gelen en küçük teklifleri bile kabul ediyordu. Rol seçecek, düşünecek zamanı yoktu. Yapayalnızdı. Hem de öyle bir yalnızlık ki, Azrail'in karşısında bile. Evinin pencere kenarında yakalamıştı ölüm onu.
Sayfa 43 - Ahmet OlcayKitabı okudu