Masumiyet Müzesi romanı “ Hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum. ” cümlesiyle başlar.
70’li 80’li yıllarda geçen inişli çıkışlı ve saplantılı bir aşk hikayesine tanık oluyoruz. Saplantı çünkü Kemal yıllar boyunca Füsun’ların evine ziyarete gitmiş ve her ziyaretinde Füsun’a ait bir eşyayı gizlice alıp Füsun ile güzel anılarının olduğu Merhamet apartmanında ki eve getirip biriktirmiş. Yüzlerce sigara izmariti, tuzluklar, biblolar vs.
Kitaptaki Kemal karakterinin sevgilisi ile evlilik yolunda iken başka bir kadınla yaşadıklarını doğru bulmasam da zamansız aşkına sahip çıkıp sadakatini takdir ettim.
Kitabın başı ve sonu sürükleyiciydi ama ortalarda 8 yıllık bir zaman dilimi bana okuması zor geldi açıkçası. Çok uzun betimlemeler vardi. Genel anlamda beğendiğim bir kitap oldu.
Müzeye gelecek olursak ben okurken bile müzeyi geziyor gibi hissettim çoğu bölümde. Yolum İstanbul'a düşerse ziyaret etmek istiyorum. Biletim de var ne de olsa :)
Masumiyet Müzesi’nin son cümlesi ise Kemal’in “ Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım .” cümlesidir.