HASAN ALİ HESAP VERMELİDİR
Bugün Türkiye’de bir Hasan Âli meselesi, daha doğrusu millete hesap vermeğe mecbur bir Hasan Ali vardır. Maarif Vekâletindeki sekiz yıllık icraatıyla umumun nefretini üzerine çeken bu adam gazete tenkitleriyle, mizahî hücumlarla ve kuşa çevrilmekle yaptıklarının hesabını vermiş sayılamaz. Gizli veya açık ikazlara
Can bir ulu kimsedir beden onun atıdır
Her ne lokma yer isen bedenin kuvvetlidir
Ne denli yer isen çok ol denli yürürsün tok
Cana hiç assı yok hep sûret maslahatıdır
Bu can ni’meti hani gelin bulalım onu
Asayiş kılan canı evlîyâ sohbetidir
Sohbet canı semirdir hem âşıkın ömrüdür
Hak Çalab’ın emriyle erenin himmetidir
Bini değer bini gider buyruk böyle geldi meğer
Kim ola dünyâya doyar peymânesi doldu gider
Erte gece söyleşirler Hakk’ı bulalım deyiben
Yunus aydır miskin olan Hakk’ı bunda buldu gider
İsmail saib Sencer
31 Ocak 1873’te Erzurum’da doğdu. Babası Erzurumlu Hacı Kurbanzâde Binbaşı Mehmed Şevki Bey’dir. Küçük yaşta İstanbul’a gitti, burada Esekapısı İbrâhim Paşa İbtidâî Mektebi’ni ve Koca Mustafa Paşa Askerî Rüşdiyesi’ni bitirdi (1887). Fâtih dersiâmı Arapkirli Abbas Şükrü Efendi ile Süleymaniye dersiâmı Ferhad Efendi’den dinî
Kemalist idare dinlerin hepsine insanların cehaletleri ve korkuları neticeleri sonradan uydurulmuş sosyal kurumlar olarak bakar. Ciltler dolusu tefsir, hadis şerhleri, İslam tarihi çalışmaları olan yetkin kişilerin bu durum hakkında tek kelime etmemeleri çok garip. Yine Kemalist ideolojinin yaratıcıyı dışlayan evrimci anlayışının, ilahiyat