Şirince'nin tüm halkı, mübadil olarak gelenler olduğu için başka yer­ lerde yaşanan yerli-muhacir ayrımı ve acı olaylar burada olmamış. Halkın köyü terk etmesinin nedeni geçim koşullarına bağlıdır.
Aslen Konyalı (Karaman eyaleti) diyenler olduğu gibi dedelerinin Aydın yöresinden göç etmiş olduğunu söyleyenler de vardır. Ama biz Rumeli'ye kimin gönderildiğini, nereden nereye gönderildiğini bilemiyoruz. Bugünkü mübadil, muhacir aileler içinde aynı durum geçerlidir. Nitekim bizde kilise gibi vaftiz yapıp kayıt tutacak bir kurum yoktur. Evlilik de ölümde kaydedilmez. Ölüm çok yakın zamanlara kadar deklare edilmezdi. Yahudilikte de bu gibi kayıt işleri gettoda yaşadıkları için sonradan oluşmuştur.
Sayfa 25 - KronikKitabı okudu
Reklam
Teknik olarak mübadil ve muhacir farklı kavramlardır. Birisi ülkeler arasında bir antlaşma sonucu yer değiştiren nüfus kitlelerini ifade etmek için kullanılır. Muhacir ise hicret kökünden gelir. Felaket ya da benzeri sebeplerle ya da din uğruna göç etmiş kitleleri ifade eder. Mesela bizde Kafkas ve Kırımlıların, keza Boşnak ve Arnavutların çoğu muhacirdir. Yunanistan göçmenleri ise ağırlıklı olarak mübadildirler. Muhacir nüfusa Bulgaristan Türklerini de örnek verebiliriz.
Sayfa 271Kitabı okudu
Teknik olarak mübadil ve muhacir farklı kavramlardır. Birisi ülkeler arasında bir antlaşma sonucu yer değiştiren nüfus kitlelerini ifade etmek için kullanılır. Muhacir ise hicret kökünden gelir. Felaket ya da benzeri sebeplerle ya da din uğruna göç etmiş kitleleri ifade eder. Mesela bizde Kafkas ve Kırımlıların, keza Boşnak ve Arnavutların çoğu muhacirdir. Yunanistan göçmenleri ise ağırlıklı olarak mubadildirler. Muhacir nüfusa Bulgaristan Türklerini de örnek verebiliriz. En son Bulgaristan Komünist Partisi yöneticisi Todor Jivkov zamanında, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti 300 bin Türkü bir anda sınırlarının dışına çıkardı ve "Gelin alın adamlarınızı" diye Edirne'de sınır kapısı önüne yığıverdi.
Sayfa 271Kitabı okudu
Hükümet 1920'lerde aşarın kaldırılması dışında, küçük üretici köylülerin yararına etkili uygulamalar ortaya koymamıştır. Devlet arazilerinin köylülere satılması yolunda 1925 yılında bir karar alındıysa da, bu karara ilişkin uygulama 1930'ların ortalarına değin oldukça sınırlı kalmıştır. 1927 ve 1929'da çıkarılan yasalarla topraksız
Sonuç
Buraya kadar anlatılan ve Türkiye'nin göç ve sığınma geçmişini yazan bütün göçler, resmi söylemde iskanlı göçmen, soydaş, muhacir, mübadil, Türk soylu yabancı gibi farklı isimler altında, ne şekilde tanımlanırsa tanımlansın, uygulamada zo runlu göç olarak yaşandı. Nitekim 1989'da göç eden Bulgaris tan Türkleri dışında, bu göçlerde
Sayfa 214 - İletişimKitabı okudu
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.