'Ey İnsanlar!'
Sözümü iyi dinleyiniz!
Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.
'İnsanlar!'
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınızda mukaddestir, her türlü tecavüzden
Ben öyle güzel insanlara, gönül ehline, güzel söz söyleyenlere, halktan veya devletten mükâfat ummayanlara, söyledikleri sözü sadece Hak için söyleyenlere meftunum. Böyle insanların hayranıyım, bendesiyim. Bu mübarek memleket sanki böyle adamlar ve böyle kadınlar yüzü suyuna hala ayaktadır gibime geliyor.
Çünkü herkes gitti
Çünkü herkes gider
Geceler var bir de iyi geceler
İyi geceler bayım hiç yittiniz mi
En az bir defa yitmeli insan
Nasıl geçti yıllar telefon beklerken mi
Şarkılar bitti şarkılar bitti
Bir şey söylemedin kadınlar için
Eğer kadınlar bu dünyada saadet anyorlarsa,
saadeti bulacakları yer mutlu bir aile hayatıdır. Demek onlar [kadınlar] daire-i İslamiye içinde mes'ud bir aile hayatı geçirmeye mahsus bir nevi mübarek mahluklardır.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri
Ve kadınlar, bizim kadınlarımız :
korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
Ey kadınlar
İtiraf ediyorum
Çok güçlü, haklı, akıllı, takvalı ve iyisiniz.
Söz veriyorum sizin gibi asilzade ve mübarek varlıkları zerre kadar üzmeyeceğim.
O yüzden sizi hayatıma HİÇ
sokmayacak
YOK sayacağım.
3 İhlas 1 fatiha.
Alıntı
ileti
çalıntı
Gaye Boralıoğlu’nun yazım tarzını beğeniyorum. Bu kitabındaki öyküler de güzeldi, akıcıydı, anlamlıydı ama bazılarının içeriklerinden dolayı soğudum. LGBT unsuru bir kitaba dahil olduğunda soğuyorum, benim edebiyat seçimimde yer almıyor. Ülkemizde pek çok sorun var ama ben de Ermeni kökenli olduğum halde en büyük sorun Ermeni sorunuymuş gibi lanse edilmesini de ayrımcılık ya da yalakalık olarak görüyorum. Bir de “ve fakat” anlatım bozukluğunu edebi bir anlatımmış gibi kullanarak dilimize saygı duymayanlara ben de saygı duyamıyorum. Bu kitapta beni rahatsız eden bu kadar sebebi saydıktan sonra kısaca anlatım güzel ama içeriği sevmedim diyebilirim. On üç öyküden oluşuyordu, birbiriyle bağlantılı Ömrüm Oldukça ve Hayal Alemi aşka başka baktıran mantıklı ve güzel iki öyküydü. Muamma durağanlaşmış bir evliliği anlatıyordu, özellikle başı çok güzeldi. Aşka,evliliğe dair öyküler yanında siyasi olanlar da vardı. Öykü okumayı seven ve edebiyatta siyaseti yadırgamayan daha çok sevebilir.