Ah, ama yine de vaaz, zambağın ve kuşun yardımı sayesinde, seni, A.D.¹, ciddiyeti öğrenmeye, ve beni de sana Tanrının huzurunda tam sessiz kalmayı öğretmeye muvaffak kılmış olsaydı! Sen bu sessizliğin içinde kendini, adının ne olduğunu, kendi adını, o şanlı adı, o zavallı adı, o kayda değmez adı, bir unutabilmiş olsaydın, Tanrıya sessizlik içinde: "Senin adın mübarek olsun!" diye dua edebilmen için. Sen o sessizlik içinde kendini, kendi tasavvurlarını, o büyük, her şeyi kapsayan tasavvurlarını, ya da hayatına ve geleceğine dair sınırlayıcı tasavvurlarını, Tanrıya, sessizlik içinde, "egemenliğin gelsin!"² diye dua edebilmek için unutabilmiş olsaydın, o sessizliğin içinde kendi iradeni, kendi dik başlılığını, Tanrıya "senin istediğin gibi olsun!" diye dua edebilmek için unutabilmiş olsaydın!