Müberra Ünal

"Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikayet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir."
Sayfa 37
Reklam
...ama o bana Robert Frost'tan şu dizeleri okudu Ormanda iki yol belirdi önümde ve ben Daha az yürünmüş olanı seçtim, Bütün fark buradaydı işte.
Karasevda, gözleri bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi? Birine sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkan olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu?
Sayfa 302Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Kendinizden vermeye çaba gösterdiğinizde iyisinizdir. Ama kendinize çıkar sağlamaya çalıştığınızda kötü olmazsınız.
"Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzandığın için kendine mi kızgınsın?"
Reklam
"Bazen ölmek isteyecek bir neden değil de yaşamanı gerektirecek bir sebep bulamazsın.."
İkisi de gökyüzüne ait olsa bile ay ve yıldızlar hiç aynı olur mu? Sen aysın, onlar yıldız bile değil.
Nikolai-Baghra efsane diyalog 2
"İşinin başına gitsene sen." "Patlama, gidiyorum," dedi. "Alina, akşam yemeği için seni almaya geleceğim ama olur da rahatsız olursan odadan çığlıklar atarak kaçmaktan ya da ona hançeri saplamaktan çekinme sakın. O an hangisi işine gelirse." "Sen hâlâ burada mısın?" diye çıkıştı Baghra. "Gidiyorum ama kalbinde kalmayı umuyorum." dedi ciddice. Sonra göz kırpıp gözden uzaklaştı. "Kör olasıca."
Sayfa 155 - Nikolai-BaghraKitabı okudu
Nikolai ve Baghra arasında geçen efsane diyalog :D
"Baghra," dedi Nikolai, "bu akşam nasılsın bakalım?" "Hâlâ yaşlı ve kör," diye hırladı. "Ayrıca çekici," dedi Nikolai kelimeyi uzatarak. "Çekici olduğunu asla unutma." "Köpek." "Cadaloz." "Ne istiyorsun, pislik?"
Sayfa 154 - Nikolai-BaghraKitabı okudu
Duygular hep vardı, ama gizlenmek zorundaydı.
Sayfa 146 - VeronikaKitabı okudu
Reklam
Zedka bir an ona her şeyi anlatabileceğini düşündü, ama sonra vazgeçti; insanlar hiçbir zaman kendilerine anlatılanlardan bir şey öğrenmezler, kendi çabalarıyla öğrenirler yalnızca.
Dünyadaki herkes gibi, mutlu olmak için başkalarına ihtiyaç duyan bir kişiydi, ama başkalarıyla baş etmek de zordu. Beklenmedik tepkiler gösteriyorlar, çevrelerine koruyucu duvarlar örüyorlar, aynı kendisi gibi davranarak hiçbir şeye aldırmaz numaralarına yatıyorlardı. Yaşama daha açık biriyle karşılaştıklarında ya onu daha ilk adımda dışlıyorlar ya da ona acı çektiriyorlar, onu aşağılıyorlar, "tuhaf" muamelesi yapıyorlardı.
Zedka yeterince enerji harcadığına kendini inandırdı, ama içindeki hüzün bir türlü geçmiyordu.
Zedka kendi kendine sordu: Yeterince savaşmış mıydım?
Sayfa 69 - ZedkaKitabı okudu
Kimseye öfkelenmezdi, çünkü bu, belli bir tepki göstermek, düşmanla savaşmak, kin ve öç gibi hiç beklenmedik sonuçlara varacak durumlarla baş etmek anlamına gelecekti.
Zayıflık iyi bir kılıktır. Senin insan olduğunu bilmeleri gerektiğinde öyle davran ama asla öyle hissetme.
Sayfa 205 - Nikolai LantsovKitabı okudu
Reklam
Tartışma. İnkar etmeye kalkışma. Hakaretler karşısında gülümse.
Sayfa 204 - Nikolai LantsovKitabı okudu
"Yasa koyan ve o yasaları uygulayan yaratıklardı bunlar. Bir de yasayı uygularken sahip oldukları gücü beğendi Beyaz Diş. O zamana kadar karşılaştığı hayvanlar gibi ısırıp pençelemiyorlardı. Kendi canlı güçlerini, cansız nesneler aracılığıyla uyguluyorlardı. Yapacaklarını cansız nesnelere yaptırıyorlardı."
"Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü beklemek..."
Sayfa 147Kitabı okudu
"Biliyorum, kadınlar bu kelimeyi sana senin gibi hep şımartılan bir erkeğe çok sık söylemişlerdir. Fakat inan bana seni kimse o kız kadar, yani benim kadar, olduğum ve senin için hep öyle kalan ben kadar köle gibi ve bir köpeğin sadakatiyle kendini adayarak sevmedi, çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytulardaki bir çocuğun farkedilmeyen sevgisi ile karşılaştırılamaz; çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında her talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yorulmuş bir sevgidir. Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler, ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezelikle harcarlar, yakınlıklarla köreltirler, aşk hakkında çok şey okumuşlardır, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler. Onunla bir oyuncakmışçasına oynarlar, tıpkı ilk sigaralarını içen erkek çocukları gibi onunla böbürlenirler. Oysa bana gelince, benim içimi dökebileceğim kimse yoktu, kimse bana bir şey öğretmiş beni uyarmış değildi..."
"Biliyor musunuz, bir zamanlar tek başıma mutlu olabildiğim yerleri anımsamaktan, oraları zaman zaman ziyaret etmekten çok hoşlanırım; bir daha geri gelmeyecek geçmişi aynı şekilde bugün de kurmayı pek severim ve bir silüet gibi, işsiz ve hedefsiz, sıkıntı ve üzüntüyle Petersburg sokaklarında, caddelerinde dolanırım."