Sonsuzmuş gibi görünen gençliğim çoktan bitmişti; sonsuzmuş gibi görünen bir yaşam da biterken bir düşten ötekine harcadığım hep zamandı. Sıkı sıkı yapışabileceğim, bağlanabileceğim bir şeyler aramıştım sürekli. Yaşamı yaşamaya değer kılacak bir inanç, bir düşünce, bir insan olmalıydı bir yerlerde. Bir sokaktan diğerine, bir kitaptan ötekine, bir bakıştan bir başka bakışa hep bu acınası, saf, tehlikeli inançla koştum durdum. Dünyayı adım adım kat ettim, gözüme ilişen her deliğe, çukura, kovuğa ellerimi uzatıp karış karış aradım. Avuçlarımda bulduğum hep boşluktu, kader çizgilerimin arasındaki boşluk. Yaşamı bütünüyle ıskaladım. Mutsuzluğumun hiçbir ödülü, değeri, avuntusu olmadı. Yalnızlığımla yaşamayı hiç öğrenemedim.
Sayfa 125
Biri geçmişte, biri gelecekte saklı iki umutsuz benliğin arasında asılı kalmalı, yaşam ırmağının üzerinde kapalı gözlerle, kıpırtısız durmalıyım. Ancak öylece zamanı dondurur, evreni bir anlığına baştan aşağı yıkar, sonra yeniden kurabilirim.
Sayfa 73
Reklam
Sanırım benim mutluluğumu, dirilişimi, yaşamının kutsal görevi haline getirmek, kolay yoldan kendini aklamak istiyordu. Oysa insanın bir başkasını küllerinden bile olsa yeniden yaratmak istemesi, sonsuz bir yetki üstlenmeyi, bir tanrı olmayı arzulamasıdır. Bu da onun acı çekmesini ya da ölmesini istemekten daha masum değildir. Belki de ben başkalarına yönelik her türlü dileği ancak bir saldırı olarak algılayabiliyordum. Korumak arzusu ile hükmetmek arzusu arasındaki sınırın nasıl çizilebileceğini bilmiyordum. Sonuçta, birisini var olmayan bir dünyaya inandırmak, hiç gelmeyecek bir mutluluğa hazırlamak, zavallı bir sokak köpeğini, ömür boyu tekmeler, taşlar görecekken şefkate alıştırmak suçtur.
Sayfa 59
Onların, insanların dünyasıydı gerçek dünya, gerçekdışı olan bendim. Onlar soluk alıp veriyor, değişiyor, yapıyor, kuruyor, istiyor, çiftleşiyor, kızıyor, ağlıyor, kahkahalar atıyor, sağ kalıyordu. Ben seyrediyordum. Yaşamın yüreğinde bir boşluktum, bir yorumdan, bir soru işaretinden, bir bakıştan, yani bir hiçten başka bir şey değildim.
Sayfa 44
145 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Her zamanki gibi çok güzeldi. Benim için. Aslı Erdoğan'ın dili tarzı herkesin seveceği bir tarz değil. Ama 1 kitabıyla yakınlaşırsanız da ondan sonrası sadece hayranlık.
Mucizevi Mandarin
Mucizevi MandarinAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20131,518 okunma
Yarısı Tanrı'ya, yarısı insana ait bir semt burası, her adım başında bir cami, yaşamsız insanlara sonsuzluk vaat ediyor.
Sayfa 139·Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.