Müge

Sadece şunu biliyor. Her şeyi yerli yerinde, tıkır tıkır işleyen bir hayat kurduğunda, o hayatı yerle bir edecek bir felaket kurgulamak da farz olur. Bunu Abidin'e söylüyor. ''Doğru.'' diyor Abidin, ''insan yarattığını yok edebilmek de ister.''
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Gerçeği ararken bir yandan da bulduğumuz anda değiştirmeyi düşleriz.
Özlemek duvarları en yüksek, kaçılması en zor hapishaneydi. Özlemekti onun hapishanesi.

Reader Follow Recommendations

See All
216 syf.
8/10 puan verdi
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman
7.4/10 · 12.3k reads
Reklam
O karanlık ikindi saatleri boyunca ruhum öylesine bunaldı ki! Kafam kargaşa içinde, bütün duygularım ayağa kalkmış, ama içimdeki bu savaş öyle koyu bir karanlık, öyle kör bir bilgisizlik içinde geçiyordu ki!.. Çünkü içimden hiç durmaksızın yükselen o soruya, '' Neden acı çekiyorum? '' sorusuna, hiç ama hiçbir karşılık bulamıyordum.
Sayfa 23
İşte hemen kadınların hepsinde var olan bir hastalık: fedakar görünmek..
Sayfa 200Kitabı okudu
Zavallı ruhu, kendisini aldatan bu kalbin hainliğinden öcünü ondan uzak kalmakta arıyordu.
Sayfa 113Kitabı okudu
Gözyaşlarından; çırpınmalardan, tepinmelerden sonra fazla uyku uyumuş gibi yüzüne bir yorgunluk çöker, sanki bu buhran onu hırpaladıktan sonra dinlendirirdi. Belirli olmayan aralarla, olmayacak vesilelerle bu dökülen yaşlar ruhunun inceliğinin fazlasıydı ki mutlaka taşmaya muhtaçtı.
Kadınlık emellerinden vazgeçmiş bütün zavallı kadınların kalbinde her türlü yoksunlukların gözyaşları susabilir; fakat bunlardan biri, analıktan mahrum kalmış olmak acısı, daima zehirden birer damlayla damlayan kapanmaz bir yaradır. Sanılır ki doğa, kadınların ruhuna boş kalmaya katlanamayan bir beşik koymuştur.
Reklam
Doğa bizi yasalarındaki ahenge, uyuma öyle bir alıştırmıştır ki, onun görmeye alışık olduğumuz uyumunda en ufak bir kayma bizi tiksindirir, korkutur; bu nedenle Yaradan'ın her hatası yanlış yaratılmış bu varlığa karşı - her ne kadar bir haksızlık ise de ne yazık ki çözümü yoktur - içimizde öfke uyandırır. Daha da kötüsü tiksintimizi onu özensiz yaratana değil, hiçbir suçu günahı olmayan eserine yöneltiriz: Sakat ve biçimsiz varlık yeterince sıkıntısı, derdi yokmuş gibi sağlıklı ve kusursuz varlıklarım nahoş davranışlarına da katlanmak zorunda kalır. Bu nedenle şaşı bir göz, yamuk bir dudak, yarılmış bir ağız gibi doğanın bir kereliğine yaptığı bir hata, bir insanın gittikçe artan acısına, ruhunda onarılmayacak bir yaraya dönüşebilir; etrafımızı saran, dünya dediğimiz ve inanmakta güçlük çektiğimiz gezegendeki anlam ve adalate olan inancımızı şeytani bir felakete dönüştürür.
91 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.