Muğlak, belirsiz ve sisli bir hayat..
Yahut eksik yahut muğlak... Çırpınıyorum. Yüreğim buz kesti.
Reklam
Muğlak "orta yol" palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücade­lenin yerini sisteme uyma baskısı alır.
Kolay anlaşılan, popüler metinlerle zor anlaşılan, muğlak, ama okurunu en usta yorumculardan seçen metinler. 20. yüzyılın başında "iyi edebiyat" artık her zamankinden daha çok seçkin okurun alanı haline gelmişti. Yazarın metni, muğlak anlamlar barındıran bir metindi, ne kadar muğlaksa o kadar iyi sayılıyordu.
Hep öyle değil midir, dil hep davranıştan daha yavaş, daha belirsiz ve muğlak. İşte şimdi harekete geçme zamanı.
Sayfa 60
Benim birileri okusun diye yazma alışkanlığım hiç olmadı içimde bir yerde Nedenini bilemediğim ve birçok insanda benzerini gördüğüm bir itkiyle bir şeyler yazdım yazıyorum okudukça da görüyorum ki yazmak bir anlamda buluşmakmış aynı sıkıntıları aynı endişeleri aynı umutları paylaşanların buluşması zamanları farklı olsa dahi Tecrübelerime
Reklam
' Ruhumun selameti pamuk ipliğine bağlı. Niyetim muğlak, vaziyetim muallak, akıbetim meçhul. Bekleyip göreceğiz. '
April YayıncılıkKitabı okudu
"Ayağının dibinde kendisi için kazılmış mezarın baskın düşüncesi zihninden bir an olsun çıkmıyordu, ama bu düşünce muğlak ve dağınıktı. Düşüncelerini ölüm fikri üzerinde yoğunlaştıramıyordu. İşte bu yüzden ölümün kapısında tir tir titrerken bile önündeki sivri demirleri saymaya kaptırmıştı kendisini. Bir tanesinin başı nasıl kırılmış acaba, diye düşündü. Acaba tamir edecekler miydi yoksa olduğu gibi bırakacaklar mıydı? Ardından zindanların ve darağaçlarının korkusu geldi aklına ama hemen sonra etrafı serinletmek için yere su serpen adamı seyretmeye koyuldu... sonra tekrar düşünmeye başladı."
Sayfa 74 - Charles Dicknes, Oliver Twist, Bölüm LIIKitabı okuyor
Uzun zaman önce, ilk yıllarımdan beri hakikate ulaşmak uğruna yanlış düşüncelere kapıldığımı ve bunca zamandır hiç de güvenilir sayılmayacak prensipler üzerine temellendirdiğim şeylerin muğlak ve şüpheli olabileceğini fark ettim. Öyle ki bilimlerde daimi ve kesinlik arz eden bir şeyler kurmak istiyorsam, hayatımda bir kere olsun şimdiye kadar edindiğim tüm fikirlerden yakamı kurtarmak ve her şeye yeniden başlamak için işe koyulmam gerektiğini fark ettim.
Sayfa 19 - Kapra YayınlarıKitabı okuyor
Atasözüne Özel'ce yaklaşım
"DOĞRU OTURDUĞUMUZ ZAMAN EĞRİ KONUŞUYORUZ" Çünkü bu sözlerden sonra anlam karışıklığı daha da artıyor; eğer çıplak haliyle atasözü biraz muğlâk idiyse şimdi büsbütün muğlâklaştı. Yani birini kıskansak, düşmanlık duysak veya ona özensek, sevgiyle yaklaşsak da doğruyu söylemeliyiz. Hiç tatmin edici bir açıklama değil. Birbiriyle ilişkilerimiz bozuk (eğri) olsa da, onunla sözlerimiz düzgün (doğru) olmalıdır diyorsak bu öğüt bize ders vermekten, bizi daha çok öğrenmiş kılmaktan ziyade bizi daha kararsız ve daha ne yapacağını bilmez hale sokuyor.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.