"Alternatifsizlik" siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak "orta yol" palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelenin yerini sisteme uyma baskısı alır.
“Mutluluk siyasal bir kavram olarak kullanılabilirlikten uzaktır, çünkü, terimin muğlak çağrışımları göz önüne alındığında, her türlü amaç için kullanılabilir.”
"... O hayat ki ancak seni tanıdığım gün gerçekten başladı. Senden önceki hayatım, hafızamın derinliklerinde kalmış bulanık ve muğlak bir şey; yüreğime artık yabancı, örümcek ağlarıyla kaplı tozlu nesneler ve insanlarla dolu bir mahzendi sadece."
Memleketin bende bıraktığı yegane intiba basitlik oldu. Burada tabiat basit, muhit basit, halk basit, bulasa her şey basitti...
Benim gibi karmakarışık ruhlu bir adamın böyle yerlerde ne hale gireceğini tasavvur et.
Ahali manasız ve fesattı.
Anadolu'da işsizliğin doğurduğu yegane iş olan dedikodu almış yürümüştü. Mektep muallimi muhasebei hususiye memurunu, tapucu müddeiumumiyi, mal müdürü şube reisini çekiştirir, on dakika sonra da kahvede beraberce tavla oynayıp garson kızlara sarkıntılık etmekten sıkılmazdı.
"Konuşacak, dert yanacak bir adam!..." diye kendi kendime haykırdım...
Yoktu... Malumat sahibi, derin, muğlak bir kimseye rast gelmek mümkün değildi.
Müthiş surette yalnız kaldığımı hissettim. Ah... Bilhassa bu kadar kalabalığın içinde yalnızlık ne acı oluyor yarabbi!...
İnsan hep bir gün çok mutlu olacağına inanır. Şimdi değildir, henüz değildir ama bir gün muhakkak, hak edilen o mutluluk gelip kendisini bulacaktır. Gelecekte muğlak bir takvim yaprağına mühürlenmiş o günü, ufak tefek engellerin ayak altından çekileceği münasip bir zamana erteler durur insan. Okulu bitirince, işe girince, evlenince, çocuklar büyüyünce... Sonra genellikle o gün gelemeden de ölür.