Kadın ve erkek . İkisinin arasına engel olarak tencere girdimi, ateş, o suyu yokeder, hava hâline sokar; su, kaybolur gider. Görünüşte kadınına, su gibi, hükmedersin; fakat, işin iç yüzüne bakılırsa, sen, onun hükmüne de olup sevgisine tâlipsin. (Sevgi) yalnızca insana mahsûstur. Hayvan, sevgiden (muhabbetten) yoksundur. Onun bu yoksunluğu, insandan düşük olmasından ileri gelir.. Peygamber, kadının, gönül ehline ve akıllıya ziyâdesiyle üstün geldiğini; buna karşılık, içlerinde hayvanca kabalığı taşıyan erkeklerinse, kadını ezdiklerini, söylemiştir. Hayvanîlik, tabiatlarının hâkim hassası olduğundan, böyleleri muhab- betten, şefkat ile incelikten mahrumdurlar. Muhabbet ile incelik insana; öfke ile şehvet hayvana has özelliklerdendirler."
"Kadın, Tanrı nurudur. O, bir dünyevî sevgili değildir; onuniçin yaratılmamış, ama yaratıcıdır dahî diyebilirsin."
"Erkeğin, geçimi temin etmesi gerektiği konusunda karısının ısrarına boyun eğmesi ve kadının, kendisine karşı çıkışı, ne kadar da ilahî bir işarettir".
Kadının, yukarıda özellikle Mevlâna'ya dayanarak anlattığımız üzre, Müslü- manlıkta böylesine öncelikli ve üstün yer tutmasına karşılık, onun yayılmış olduğu -Güney doğu Asyadaki Malezya ile İndonesyanın Malay halklarının tersine- Batı ile Orta Asya toplumlarında, tarih boyunca, genellikle gadre ve ihmâle uğramış olduğu da bir gerçektir.