Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beni bekleseydi muhakkak tanırdı. Yine yanılmışım.
PREMACK
Birey tarafından istenmeyen İstendik bir davranisi yaptırmak için bireyin sevdiği Davranış şart koşularak Gerçekleştirilir. ... Annesi ıspanak yemeyi sevmeyen oğluna "eğer bu ıspanağı bititirsen seni tatile götürürüm" ... İstenmeyen Davranış belirtilmeli muhakkak. Belirtilmeyip sadece koşul varsa bu ilkeye girmez
Reklam
Her iyilik muhakkak bir yerde sınanmalı, sınanmadığı sürece herkes masum ve günahsızdır. İyilik, dil ile değil lisan-ı hal ile ayandır.
Sayfa 123 - Timaş Yayınları, 1. BaskıKitabı okuyor
Böyle bir sağlamam var!!
… Sigara içseydim ayda 1500 giderim olacaktı başlığı altında. storytel’e üye oldum. Ayda 100 TL
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
okuma grubuna dahil olduğum gibi. 100 TL Microsolf 365 da var bide … 130 TL Hala 1000 tl den fazla hakkım var. Kitap alarak kullanıyorum bir kısmını.. Bazen bize fazla gelen, çok faydalı şeyleri ama asla fazla olmayan şeylerden nasıl da kaçıyoruz. Sigara içenlerinde farklı sağlamaları vardır muhakkak.
Dilan
Dilan
Yerini Bilen Çiçek
Etrafa tefekkürle bakıldığı zaman her şeyden bir anlam çıkarabilir insan. Pencereye bakmakla pencereden bakmak bir değildir. Yaratılan her şey önce Allahın varlığını, şanını, yüceliğini, sıfatlarının tezahürünü gösterir ve bunun yanı sıra bir de görmek için bakarsak muhakkak bir ders vardır. Bu saksıdaki çiçeklerin yeri güneş alan bir köşedir. Sırf güzel görünüyor diye alıp istediğiniz yere koyamazsınız koysanız da solar, kurur. Aynı şekilde sulamaz, ilgilenmezseniz ölür. Velhasıl kelam çiçekler yerini bilir, biz de bilelim. Kuruyacağımız yerde işimiz olmasın. Ait olmadığımız yerde bulunmayalım. Bir yerimiz bir duruşumuz olsun. Yeşerelim, çiçek açalım, kurumamak için çabalayalım. Yanlış saksıda, kuru toprakta, karanlık köşede kalmayalım inşallah.🌸🌼🌺
Ölüm muhakkak Ve ölüm mutlak Tek kapısıdır ölümsüzlüğün.
Sayfa 140
Reklam
incinmek, incitmek
Hangisinin daha zor olduğuna incitmek cevabını vermenin gerçekçi olmadığını düşünürdüm. Bu yüzden incinmenin her zaman çok daha zor olduğunu, incitmenin ise içerisinde her zaman haklılık barındırdığını -en azından inciten hep öyle düşünür, muhakkak bir kulp bulur haklılık payım var der- dolayısıyla doğru veya yanlış, bir şekilde insanın içini rahatlatabildiğini düşünürdüm. Fakat kendimle tekrar tanıştığımı düşündüğüm şu günlerde, esasen buna vereceğim cevabın incitmek olduğunu çok daha iyi anlıyorum. İncinmek her ne kadar kendi içimizde çözemediğimiz yalnızca ızdırabını yaşayabildiğimiz şeyse de içerisinde suçluluk yok. İncitmede ise bir suçluluk var, özellikle incinmenin ne demek olduğunu biliyorsanız, incitmek insanın üzerine bir katilin duygularını yüklüyor. İncinmeyi karşımızdakinden bir adımın gelmesi ile üzerimizden atabilirken, -tabii eğer bunu telafi etmeyi düşünebilecek insanlarla ilişki kuruyorsak- incitmeyi bir suç olarak içimizde vicdan azabıyla yaşamaya devam ediyoruz. Elbette incitmenin getirdiği suçluluk da muhatabımızın gönlünü almakla geçiyor fakat gönül alma işlerinin neticesi de çoğunlukla incinmekle sonuçlanıyor. İki ucunun da temiz olmadığı bir değnek ne yazık ki... yine de incinmeyi tercih ederim vicdan azabı aromalı ızdıraptansa, kalp kırıklığı aromalı ızdırap evladır.
On altıncı yüzyılda muazzam bir yetenekle doğmuş bir kadın muhtemelen delirirdi, kendisini vururdu ya da yarı cadı, yarı sihirbaz, korkmuş ve alay konusu olmuş bir şekilde köyün dışındaki yalnız bir kulübede günlerini geçirirdi. Çünkü yeteneğini şiir yazmak için kullanan aşırı derecede yetenekli bir kızın diğer insanlar tarafından engelleneceğini ve kısıtlanacağını, kendi zıt içgüdülerince işkence edilip parçalanacağını beden ve akıl sağlığını muhakkak ki kaybedeceğini tahmin etmek için psikolojiden çok iyi anlamak gerekmiyor.
Sayfa 58 - Kızıl pandaKitabı okudu
Gelmelisin. Gelmen, gerekiyor. Kesinlikle gel. Muhakkak gel. G... E... L...
KÜRK MANTOLU MADONNA [ ALINTILAR ]
“ Nedense hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendilerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz. “ “ İnsanları, kendi cinslerinden biri
İş Bankası Kültür Yayınları, Maria Puder ve RaifKitabı okudu
Reklam
Dava adamı, bu yolda sabrın, direnişin ve istikrarın anahtarının sağlam bir maneviyat olduğunun farkındadır. Bu nedenle namazlarını cemaatle kılmaya gayret eder. Her gün Kur'an'dan muhakkak bir bölüm okur. Dilini sürekli Allah'ın zikri ile ıslak tutar. Gözünü, haramdan korumaya özel bir gayret sarf eder. Yediğine içtiğine dikkat eder ki sözü tesirli, işleri bereketli olsun. Dava adamı, laubaliliğe, ciddiyetsizliğe, korkaklığa, pısırıklığa, iki yüzlülüğe asla prim vermez. Kibirden, hasetten, riyadan, tembellikten, gafletten uzak bir hayat yaşar.
Bu duygunun bir adı vardı . Hayır yoktu . O zaman da yoktu şimdide yok . Belki bir ad koymak mümkün olsa bunu muhakkak bulurdum . Çokça sözlük karıştırdım , eski lügatlere baktım , isimler sözlüğünü taradım , terimler sözlüğüne baktım , hatta argo sözlüğüne bile baktım . Sonra bu isim arama işinden vazgeçtim . Hayatımda isim koyduğum bütün duyguların gün gün öldüğünü anladım .
"Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini göstericek bir insan bulmaktan daha kolaydır."
211 syf.
·
Puan vermedi
Tereddüt ve Şüphe
Aslında tereddüt ve şüphe bilimsel düşünmenin ve ilerlemenin temeli olan iki kavram. Fakat bir buhran döneminin sonunda bir yıkımın başlangıcı olabilirler. Roman dünya savaşı sonrası insanların ruh halini bu iki kavramla ele almaya çalışmış roman boyunca. Savaş gibi insanlığın icat ettiği en büyük kötülüğün toplumların sadece fiziksel değil aynı zamanda da ruh dünyasında ne kadar uzun sürecek kalıcı hasarlar bıraktığını da gözler önüne seriyor. Bu yıkım sonrası birbirine geçmiş bir çok kavramın sonrasında insanların zihninde nasıl bir karmaşaya yol açtığını da görüyoruz. Peyami Safa ve dönemi bir çok yazarın ele aldığı ve belki de günümüzde de pek dile getirilmese bile canlılığını koruyan batılılaşma kavramını da alt metinde okuyoruz. Roman kahramanları hep bir tereddüt ve şüphe içindedir ki, bu tereddüt ve şüphe ilişkilerini de bir nevi tekinsiz ve sağlıksız kılmaktadır. Bu yüzden insanlar mutsuz ve melankoliktir. Köklerinden uzaklaşmak zeminini yitirmek ve sürekli tutunacak bir yer aramak anlamına geliyor, diyor yazar adeta. Romanda üç ana karakterle karşılaşıyoruz: Yazar(muharrir), Mualla ve Vildan. Yazar için Mualla ulaşmak istediği mutluluk, Vildan ise içindeki tereddüt ve şüphenin vücut bulmuş halini temsil ediyor. İki kadın arasında kalan yazarımız roman boyunca bu arada kalmışlığı, bir çok felsefik ve psikolojik çıkarımlarla tüm hayata genelliyor. Biraz da biyografik bir eser olan bu kitap, yazarın bir çok konuda düşüncelerini belirtmesi için de zemin oluşturuyor. Her ne kadar günümüz okuyucusu, karakterlerle birebir empati kurmakta zorlacak olsa da, kendimizden muhakkak bir şeyler bulabileceğimiz bir roman.
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 19987,1bin okunma
Okuyorum hayatı Toprağın üstünden çok Altındakilerle var olduğunu. Toprak Ölüme aç Ölüme muhtaç Hayat. Ölüm muhakkak Ve ölüm mutlak Tek kapısıdır ölümsüzlüğün. Ölümle tanıştıktan sonra anladım Sadece bir kimlik belgesi olduğunu yaşamanın.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.