Sırasıyla 'Gizli Anların Yolcusu', 'Bora'nın Kitabı', 'Dönüş', 'Kanadı Kırık Kuşlar', 'Kördüğüm'deki hikayeler ve karakterler üzerine yazılmış bir kitap 'Son'. Başlarken çok fazla beklenti içerisinde olduğumu fark ettim. Sanıyordum ki Derya'nın İlhami'nin ve birçoğunun sonunu öğrenecektim. Fakat birçok konu havada kaldı sanki.
Derya'ya çok çabuk veda ettik kitapta. Derya hakkında, özellikle Dönüş'te daha çok sevdiğim Derya karakteri hakkında daha fazla okumak isterdim. Fakat kitabın henüz yarısında hikayesi bir nevi son buldu. Diğer bir çok karakterin hikayesi yarım kalmış gibi hissettim. Daha çok Esra'yı anlatmak istemiş yazar kitapta.
Akıcı her zamanki gibi. Ayşe Kulin'den aksi beklenemezdi zaten. Bazı yerlerinde sıkıldım ister istemez. Fazla uzatılmış gibi geldi bana bir kaç sahnesi. Ben en çok ''sinir eden'', hatta okurken okumak istemediğim ''Aguli'' ismi oldu. İsim o kadar itici geldi ki bana, bir süre sonra bırakmayı bile düşündüm kitabı. Kısacası Ada denmesi yeterli gelebilirdi. Fakat lakap defalarca kullanılmış ve bir zaman sonra çocuk kitabı okuyor gibi hissettim kendimi.
Son olarak, Ayşe Kulin fanatiği olarak, kendisinin birkaçtır rahatsız olduğum huyundan bahsetmek istiyorum. Özellikte son yıllarda yazdığı kitaplarda siyasi görüşünü çok fazla belli ediyor. Birkaç yerde rastladım ve o cümleleri okudukça rahatsız oldum. Rahatsız oldum çünkü her ne düşünürse düşünsün beni ilgilendirmez. Tam tersi olup da muhalefet etmeyip, yandaş olsaydı da rahatsız olurdum. Zira siyasetin de bir dozu ve limiti olduğunu düşünüyorum. Bence hiç gereği yok bu tarz kişisel görüşlerini belirtmesine.