Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sünnet,Müslümanca düşünmek ve Müslümanca yaşamaktır. Müslümanca düşünmedikçe Müslümanca yaşamamız mümkün değildir.
Peygamberimiz bizlere gecesi gündüz kadar aydınlık bir yol bırakmıştır. O yolda yürümenin ilk şartı ise o yolu öğrenmek ve tanımaktır. Bilmeliyiz ki sevmek tanımakla başlar. Bir şeyi ve kimseyi tanımadan sevmemiz mümkün değildir. Peygamberini sevdiğini iddia eden her Müslüman O’nun apaydınlık yolunu, sünnetini terk edemez.
Reklam
İster farkına varalım ister varmayalım ister bu hakikati işitelim ister inatla duymamaya çalışalım; özelde Ümmet-i Muhammed’i (sas) genelde tüm insanlığı her türlü azaptan kurtaracak yol “Sünnet ve Mağfiret”tir. Sünnet ile ayağa kalkacağız, daralan ufuklarımızı genişleteceğiz, umutlarımızı yeşerteceğiz, ümmet olma sorumluluğumuzu yerine getireceğiz ve ancak Sünnet ile kavradığımız istiğfar ve tevbe bilinciyle mağfireti kazanmanın gayretini ortaya koyacağız..
Hz.Osman'ı tanıdıkça Resûlullah'ı daha iyi anlıyoruz...
"...Hz.Ali gelip Fâtıma'yı istiyor. Efendimiz (s.a.v.), Hz.Ali'nin elinde maddiyat namına bir şey olmadığını bilmesine rağmen kızı için mehir istiyor. Bu önemli bir adımdır. İnsanları öyle bedavacılığa alıştırmak yok... Zaten Hz.Ali de bu konuda takdir edilecek hâldedir. İmkânım yok filan demiyor, hemen gidip zırhını satılığa çıkarıyor ve onu bir Yahudiye satıyor. O paranın büyük bir kısmıyla mehir bedelini ödüyor, geri kalanıyla da düğün hazırlıklarını başlatıyor. Hz. Osman pazarda dolaşırken Hz. Ali'nin zırhını görüp tanıyor. Hemen satın alıp o zırhı düğün hediyesi olarak Hz.Ali'ye veriyor. Bundan dolayı Hz.Osman ile Hz. Ali arasında çok farklı bir muhabbet vardır..."
Sayfa 55 - Profil KitapKitabı okuyor
"...Arifin biri şöyle diyor: "Bardak değil, sürahi eğilir doldurmak için." Yani doldurmak isteyen eğileceği yeri bilmeli, değil mi..."
Sayfa 54 - Profil KitapKitabı okuyor
Onlar, az konuşup çok iş yapanlar, Nutuk atmayı değil, terlemeyi sevenler, Ektikleri tohumları zayi edenlerden Allah huzurunda şikâyetçi olanlar...
Reklam
Onlar, Diyarbekir'i, Diyaru's-Sahâbe yapanlar, Çadırlarını Urfa'nın eteklerine yayanlar, Erzurum'un kışına aldırmadan atlarını sürenler, Yesribleşen coğrafyaları, Medine yapmak için çırpınanlar...
Onlar, yaşamak için değil yaşatmak için yaşayanlar, Kurtulma derdi oldukları için kurtarmak için çırpınanlar, Başkalarının iman selameti uğruna, Yanmayı göze alanlar, başkasının günahına ağlayanlar...
Onlar, Allah'ı kendilerinden razı edenler, Kendileri de Allah'tan her durumda razı olanlar, Rıza makamını kazanıp; cennete, dünyadan uzananlar, Ötelerin kokusunu buralara taşıyan yiğitler...
Onlar Peygamber'in ikliminde yetişen, Nebevî bahçede yoğrulup kıvama eren, Risaletin nurlu potasında elmaslaşan, Hayatın farklı alanlarında abideleşen bir nesil...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.