Muhammet Kamber Aydın
Muhammet Kamber Aydın
@muhammetkamberaydin
İstanbul
32 reader point
Joined on December 2016
Her insan ölecek yaştadır
Kendimi şanslı hissettiğim nadir anlarım olmuştur. Bunlardan bir yenisi de Murat Menteş ile aynı dönemde yaşamak. Kitaba ilişkin söyleyecek sayısız cümlem var ama hiçbirini niteliğine yakıştıramıyorum. Siz de kendinizi şanslı hissetmek istiyorsanız sevgili okur, hiç beklemeyin. Keyifli okumalar :)
"Peyami Safa sen neymişsin be!" dediğim, bitmesini asla ve asla istemediğim bir kitaptı. Ülkemizde ne kadar yüce, soylu, üst mertebeden kaliteli yazarlar geçmiş meğer. Felsefi ve sosyolojik olaylara ne derin psikolojik tahlil silsilesi yaratmış inanılır gibi değil. Sayısız ve çok derin alıntıların olduğu, altını çize çize bir hal olduğum, zaman zaman açıp okuduğum ve her okuduğumda bilgimi ve ufkumu aydınlatan efsane bir kitap. Böylesine değerli kitapların olduğu bir dünyada yaşamak, hayatın çoğu kötü yönünü tahsil ediyor gözümde.
Sertleşmiş zihin şemaları içinde rahat etmeyen ve daha geniş kımıldama sahaları isteyen bir ruha bu kitabı sonuna kadar tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar...
"Kitap sert bir içki gibi duygularımın cürretini alevlendiriyordu."
Günümüzde her ne kadar alt kültür ve üst kültür kavramı kalkmış ve yerine ortak olan popüler kültürün geldiği düşünülüyor olsa bile bahsi geçen sınıf kavramının, kültür farklılığını örtemediği ne yazık ki yadsınamaz bir gerçek. Elbette bu sınıf kavramına ilişkin sayısız tanımlar, örnekler verilebilir ama Jack London'un yeryüzüne bu sınıf farklılığını anlatmak için gönderildiğini düşünüyorum ! "Kitap sert bir içki gibi duygularımın cürretini alevlendiriyordu." Sosyolojik, psikolojik, felsefi çıkarımlar dudak ısırttırıyordu her seferinde. Yapılan tasvirler, hiçbir sete takılmadan dökülen o cümleler Jack London'a tanrısal güçler kazandırdı gözümde. Brissenden, Joe, Maria ve tabi Eden... Vücuduma bir dövme olarak işlemek istiyorum bu karakterlerin isimlerini. Belleğimden asla silemeyeceğim bir kitaptı. Okuyacak arkadaşlara tavsiyem eğer bir listeniz varsa en başa Martin Eden'i alın. Namının somutsal bir şekilde diğer kitapların altında kalması bile içimi huzursuz ediyor.
Çeviri olarak Levent CİNEMRE'nin başarısını görmezden gelemeyeceğim. Kitaba güzellik katan ayrı bir faktör ise kesinlikle yapılan çeviriydi.
Son olarak kitabın filmi de yapılmış geçtiğimiz yıllarda, muhakkak İZLEMEYİN...
Reader Follow Recommendations
Düşünceler duyguların çekim alanına girince bükülürmüş. Her Hakan Günday kitabının sonunda bir kez daha tüm kitaplarını bitireceğim sözü veriyorum kendime. İnanılmaz bir hayranlık duyuyorum kendisine ve edebiyatına. Yeraltı edebiyatı severlere tavsiye edilir.
Parası olanın ırzı da tamam, namusu da…
İçimizdeki Şeytan ve Kürk Mantolu Madonna’dan sonra kafamdan aşağı bir bardak daha zehir dökmek istercesine dört gözle sarıldığım bir kitap oldu.
Her ne kadar kitabın lirik bir yaşantıyı, karakteri ele aldığı söylense de sanırım her seferinde yaptığım gibi farklı açılardan baktım bu kez de. Paranın sahip olduğu o tanrısal gücün yokluğunda; insanların düşeceği çaresizlik, bir adama eşinin dahi acıyacağı ve küçümseyeceği gözlerle bakılacak hale gelmesi ve bir annenin gözünü kör edecek kimliğe bürünebilmesi…
Böyle bir dönemde, böyle bir ekonomide denk gelip pesimist damarlarımın kabardığı yağmurlu, buruk bir havada bitirdim kitabı. Bu yüzden sanırım bir daha bitmeyecek bir baş dönmesine bıraktım kendimi. Kitapta içimi en çok sızlatan kısım şu oldu:
“Kendisinden zayıf bulduğu mahlukların mahkûmu olmak çok harap edici bir şeydi.” (s:240)
Ülkece böyle bir halde değil miyiz ?
Fazla depresif ruh haliyle yazdığım ufak bir inceleme oldu. Ruhunuza kasvet çöktürdüysem bağışlayın arkadaşlar :)
Sabahattin Ali’yi çok seven biri olarak bu kitabı da inanılmaz derecede beğendim. Tavsiye ederim, efsane
