Konu, gece içinde güller gibi, cümlenin ahenkli karanlığında ve güzel kokular saçan heyecanı içinde, yarı belirli bir şekil olarak, ancak sezilir bir hâlde bırakılırsa, muhayyile onun eksik kalan yerlerini tamamlar ve ona gerçekten bin kere daha heyecanlı bir varlık kazandırır. Harabelerin, uzaktan gelen seslerin, yarım kalmış resim-lerin, kaba yontulmuş heykellerin güzelliği hep bundan-dır. Hiçbir çehre, hayalde göründüğü kadar, hakikatte güzel değildir. İlk defa kapılarından gece girdiğimiz şehirlerin gündüz manzarası, hayal için en hazin bir kırılış olduğunu kim denememiştir? Muhayyile, yarasa kuşu gibi, ancak şiirin yarı karanlığında uçabilir.
"Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki?
Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesidir."
"Her şeyden, her derin düşünceden, her üzüntülü nefis muhasebesinden kaçmayı itiyat edinmişti. Düşünce adamı olmaktan çıkmış, muhayyile, daha doğrusu kuruntu adamı olmuştu."