Daha genç olduğum ve daha kolay etkilendiğim yaşlarda, babamın bana verdiği bir öğüt, o gün bugündür hiç aklımdan çıkmaz. “Birini eleştirmeye kalktığında” demişti, “herkesin seninle aynı imkânlarla dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir.”
Çinliler, bir gün çaysız kalacağına üç gün aç kal, derler...
Reklam
"Şu malum klişeyi bilirsin,"dedi. "Issız bir adaya düşüyorsun. Yanına yalnızca beş kitap alabilirsin. Hangilerini seçerdin? Bir gün bunları ciddi ciddi düşüneceğim aklıma hiç gelmezdi."
...Arabanın dikiz aynasından salınan küçük seramik pabuca uzanıp ters çevirdi. İçindeki turuncu küçük şekeri avucuna düşürdü. “Bütün suç bu şekerin!” dedi muzipçe. O şeker, turuncusuyla, kalbindeki metruk şehrin ışıklarını yakmıştı. Bir küçük çocuk koşuyordu şimdi içindeki şehrin sokaklarında. Mor salkımlar salınmıştı bahçe kapılarından. Bir
Çinliler bir gün çaysız kalacağına üç gün aç kal derler.
En iyisi çok okumalı ve bu soruların(dinle ilgili) cevaplarını kendim bulmalıydım. İşte o yaşlarda(14-15) başladım bu konuda okumaya ve hala okuyorum. Bitiremedim bir türlü. Kur’an, İncil,Tevrat,Mevlana, Yunus Emre, Budizm ve daha neler neler.Din felsefesi ve Tasavvufu çok sevdim. Babamın bana 15 yaşındayken hediye ettiği Kur’an hala
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.