Kitap bilim kurgu türünde 1951 yılında ilk basımı yapılmış. Zamanla distopya türünde gösterilmeye başlamış ve distopik temel eserlerden bir olarak kabul görmüş.
Kitabın ana fikri dünyadaki tüm kitapların yakılıp yok edilmesi. Bu fikrin etrafına bilim kurgu tarzı benimsenmiş. Fikir olarak çok güzel işlenebilecek konu; teknolojik yenilikler ve üzerine yoğunlaşması edebiyat içeriğinden uzak olması,insan psikolojisini iyi irdeleyememesi, akıcı olmaması ve kurgusu karmaşık olması ve yazarın üslubunu beğenmedim.
Buradan sonra spoiler içerebilir ! Şimdi kitap bence bilim kurgu ama ülkemizde 1980 darbe yıllarında kitapların toplatılması,yasaklanması ve yakılması bizim ülkemizde yaşanmış olaylar. Bizim ülkemizde kitabın ana fikri uygulandı. distopik olması burada mevcut. Diğer ana bütünü ile bilim kurgu olduğunu söyleyebilirim.
Martin Niemöller ünlü sözünü alıntılıyorum yazar bu alıntıdan yola çıkarak nasıl kitapları yakmaya başlandı ve durdurulamaz duruma geldiğini anlatırken bire bir buradan yararlandığını anlıyoruz. Okuyanlar hak verecektir,Daha sonra okuyanlarda anımsayacaktır:
Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.
Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.
Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
Ve yazarın tamda bitirirken dediği gibi;
“Ama insanın muhteşem tarafı budur; sil baştan yapmaktan vazgeçecek kadar umutsuzluğa kapılmaz asla...”