Atasözü ve Deyimlerle Öğretilmiş Cinsiyet - Hatice Dökmen
Merhaba arkadaşlar kalemini sevdiğim yazarımızdan #atasözlerivedeyimlerleöğretilmişcinsiyet kitabıyla geldim.Kadınlara yapılan cinsiyet ayrımcılığının deyimlerle ve atasözleriyle anlatıldığı bir kitap.Kitabı okurken atasözleriyle bile kadının nasıl değersiz ve güçsüz hale getirildiğini okumak çok üzücüydü.
Eril toplumlarda kadına dayatılan ikincil olma hali kadın doğduğu andan itibaren yüklenmiyor mu? Hatta kadınlara ezberletilen anne olma içgüdüsü ve erkekleri mutlu etme kodlarla mı aktarılıyor ?
Toplumda kadına verilen iyi bir kız, sonra iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir ev hanımı rolleri verilir.Böylece kadın toplumda bu roller dışına çıkarsa dışlanacağı , mutsuz olacağı en baştan yüklenir.
Dünya muhteşem bir uyum ve denge üzerine dönmektedir.Ve bu dünyada herkese yer vardır.Kadın yerden bitmiş değildir.O bir erkeğin çocuğudur.Erkek ise bir kadının çocuğudur.Bu yüzden gökyüzünün yarısını kadınlar, diğer yarısını erkekler taşımalıdır.Ve herkese tavsiyemdir.
KADIN
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
harman yerinde dokuz zilli
köçek gibi oynamak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran,
Ne o , ne bu, ne döşek,ne köçek,
Ne ayal, ne vebam
O benim kollarım , bacaklarım
Yavrum, annem , kız kardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Arthur Schopenhauer olunca böyle düşünerek okudum.
Kendinden önceki hiç bir filozofun aşk için bir şeyler yazmadığını bu konuda fikirlerini çürütebileceği hiç kimsenin olmadığını belirtiyor.
Aşk konusundaki tespitleri muhteşem!
Aşkın sadece cinsel dürtülerden ibaret
