Sanat ve güzellik isteği, beyine iletilen cinsellik coşkusu için dolaylı bir istektir. Dünya mükemmel hale gelmektedir “aşk” sayesinde—
Sayfa 506
Hz. Peygamber en mükemmel imanın vasfını anlatırken: "Mü'minlerin iman yönünden en mükemmeli, ahlak yönünden en güzel olanıdır." buyurmuştur. Allah hem zâhirde hem de bâtında bulunur. Şu halde bu hadiste; iman, içi ve dışı kaplayınca tam; kaplamayınca eksik, diye nitelenmiştir.
Reklam
Musikiyi bilmem de tabiaata tamamim
İnsan kendi benliğini, hep kendi dışında arar ve en tam , en mükemmel olarak tabiatın kucağında ve musikide bulur. Gerçek benliğimize kavuşabilmek için, tabiatla konuşmasını bilmeli ve musikiye dost olmalıyız.
Sayfa 128 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
Flourens anestezinin sadece belleğimizin nöral şebekesi üzerinde etkili olduğunun kanıtlanabileceğini öne sürer. Kısacası, biz ameliyat masasında canlı canlı kesilip biçilirken, korkunç acıyı tümüyle hissederiz, ama sonra, uyandıktan sonra, onu hatırlamayız. Adorno ve Horkheimer için, bu elbette, doğanın kendisinin baskılanmasına dayanan Aklın yazgısıyla ilgili kusursuz bir metafordur: insanın bedeni, doğanın öznedeki parçası acıyı tam olarak hisseder, ama sadece baskı sayesinde, özne bunu hatırlamaz. Bizim onun üzerindeki egemenliğimize karşı doğanın mükemmel intikamı burada yatar: bilmeden, bizler kendimizin en büyük kurbanı oluruz, kendimizi canlı canlı kesip biçeriz...
Bu adamların hepsi büyük bir tezat ve ikilik içinde çırpınıyorlar. Hiçbiri sırtında taşıdığı ve muhafazaya mecbur olduğu mevki veya payeyle ahenk hâlinde yaşamıyor. Kafaları, zekâ itibarıyla olsun, yarım yamalak bilgileri itibarıyla olsun, merhamete muhtaç bir hâlde. Şahsiyetleri kırpıntı bohçası gibi. Her şeyleri iğreti, her vasıfları, her kanaatleri iğreti... Basit bir insan, mesela hiç okuması yazması olmayan bir köylü, bir amele, lalettayin bir adam bunlardan çok daha mükemmel bir bütündür. Çünkü o adam, mesela Hasan Ağa, Hasan Ağa olarak düşünür, böyle yaşar. Hükümleri hayatın verdiği birtakım tecrübelerin neticesidir ve kendine göredir. Konuşurken karşında Hasan Ağa'dan başka kimse yoktur. Fakat bu efendilerin hiçbiri kendisi değildir. Fikir diye ortaya attıkları her şey, kafalarına rastgele doldurdukları hazmedilmemiş, acayip, birbirine zıt bilgilerin tahrip edilmiş şekillerinden ibarettir.
Sayfa 254 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
— Ama savaşı reddetmek olanaksız, Ferdinand! Vatan tehlikedeyken savaşı reddetmek için ya deli ya da korkak olmak gerek... — O zaman da yaşasın deliler ve korkaklar! Ya da daha doğrusu bir tek deliler ve korkaklar yaşayabilecek! Örneğin Yüz Yıl savaşları sırasında ölen askerlerden bir tanesinin bile adını hatırlıyor musunuz, Lola?.. Bu isimlerden bir tanesini bile öğrenmeyi denediniz mi hiç?.. Hayır, değil mi?.. Asla denemediniz? Onlar sizin gözünüzde şu önümüzdeki herhangi bir eşyanın sıradan bir atom zerreciği kadar adsız, önemsiz, hatta daha bile meçhul, sabahki dışkınızdan bile değersiz... Gördüğünüz gibi, Lola, boşuna ölmüşler! Bir hiç uğruna ölmüş o salaklar! İddia ediyorum! Kanıtı ortada! Tek değerli şey yaşamdır. Bahse girerim ki on bin yıl sonra, bize ne kadar mükemmel görünürse görünsün, bu savaş tamamen unutulmuş olacak... Olsa olsa bir avuç malumatfuruş, bu savaş ve onu süsleyen belli başlı katliamların kesin tarihi konusunda sağda solda kapışırlar, o kadar... İnsanların birkaç yüzyıl, birkaç yıl, hatta birkaç saat mesafeden birbirleri hakkında anımsanmaya değer buldukları biricik şey budur... Ben geleceğe inanmıyorum, Lola...
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.