Yeterlidir demek, iyi bir yaşam -yani mülkiyet ethosundan, üretim ve sahip olma kaygısından bağımsız, azın ucu ucuna yeterli olacağı bir yaşam- sürmek için neye gerçekten gerek duyduğumuzu yeniden tanımlamaktır.
William Blakecennet ile Cehennemin evliliği
1757’de Londra’da doğmuş.On yaşına kadar okumuş sonra gravür eğitimi almış.Romantik Çağ’ın en önemli isimlerinden biriymiş ne yazık ki ölümünden sonra ünlenmiş.İnsanı merkeze yerleştiren,insanın temel sorunlarından yurttaşlık haklarına,siyasetten,felsefeye her alanda otoriteye meydan okuyan bir
Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır, ilkel insanlarda mülkiyet geliştikçe hırsızlık ve yalan da başlar.
Karlos Çorbacı’nın anlattıkları:
“...bu özellikteki topraklarda batıda olduğu gibi özel mülkiyet yerleşip gelişemez. Zenginlikler sayılı ellerde toplanamaz. Sizde batı anlamında “feodalitenin” bulunmaması bundandır. Çünkü ne kadar güçlü olursa olsun, hiçbir feodal, böyle topraklarda serflerini doyurup kendisini zengin edecek tarımı, yalnız kendi