Ve bir ayaklanmada topraklarını ellerinden kaçırma olasılığı ile karşı karşıya olan bütün Toprak sahipleri tarihi okuyabilir, şu önemli gerçekleri öğrenebilirlerdi: Mülkiyet bir avuç adlı bir avuç adamın elinde toplandığı zaman daha çabuk yitirilir. Ve bunu tamamlayan gerçek: Halkın çoğu ağaç ve çıplak olduğu zaman kendisine gereken şeyleri zorla alır. Ve çığlığı tüm tarih boyunca yankılanan bir gerçek: Baskı edilenleri daha da güçlendirmeye ve onları bir araya getirmeye yarar yalnızca işte büyük Toprak sahipleri tarihin bu üç gerçeğini görmezlikten geliyorlardı.
“Bilmez misin, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah'ındır? Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.”
(Bakara Suresi, 107)
Birlikte yaşama meselesi, bizzat evlilik meselesini içerdiği için
bilhassa ilgi çekicidir. Bu nedenle incelememizi bu başlık altında bir nebze daha genişletmek uygun olacaktır. Birlikte yaşama, yalnızca zihnin bağımsız işleyişini denetlediği için kötü
değildir, aynı zamanda insanın noksanları ile temayülleriyle de
çelişir. İki insandaki
Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır. İlkel insanlarda mülkiyet geliştikçe hırsızlık ve yalan da başlar.