Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen,hep güzelmiş gibi görünür.Gezegenler,yaşamlar....Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur.Günden güne yaşam daha da zorlaşır,yorulursun,ritmi kaçırırsın.Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor
Düşüncenin doğasında iletilmek vardır:yazılmak ,konuşulmak,gerçekleştirilmek.Düşünce çimen gibidir.Işığı arar, kalabalıkları sever,melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.
"Erkeğin istediği özgürlüktür.Kadının istediği mülkiyetttir.Seni ancak başka bir şeyle takas edebilirse serbest bırakır. Bütün kadınlar mülkiyetçidir."
Zamanı gayet safça ,uzanıp giden bir yol gibi görüyordu.İleri doğru yürüyüp bir yerlere varıyordunuz.Eğer şanslıysanız,gidilmeye değecek bir yer oluyordu bu.
Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen hep güzelmiş gibi görünür. Gezegenler, yaşamlar…
Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın. Uzaklığı ararsın- ara vermeyi.
Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor.
Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki, yaşamının geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı ya da farklılıklarını erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir.
“Ya da hiç olmazsa onlara boyun eğmeyi seçersin”
Ursala Kroeber Le Guin 'in orijinal adı The Dispossessed (Mülksüzler) adlı eseri; birbirinin uydusu olan, birbirine yakın Urras ve Anarres gezegenleri arasında geçen olayların, bir fizik profesörü olan Shevek aracılığıyla anlatıldığı 1974 yılında Bilimkurgu -Roman tarzında kaleme alınan ve zevkle okunan ütopik bir kitaptır.
Kitabın çıkış