bu tarz romanlar 'çerez kitap' olarak değerlendirilse de ellen marie wiseman bu kategoriden bir tık ayrı tutulmalı diye düşünüyorum. yazar, kurgularını oluştururken gerçek hikayelerden yola çıkıyor. romanlarında toplumsal olayları ele alması dikkat çekici. yazarın kitaplarını okurken, işlenen konuya paralel olarak küçük çaplı bir internet araştırması yaptığımda, beni dehşete düşüren gerçeklerle karşılaşıyorum. bir akıl hastanesini anlatan ardımda kalanlar'ı okuduktan sonra öğrendiklerim gibi mesela...
yetim koleksiyoncusu'nda anlatılan hikaye 1918 yılında, amerika'nın philadelphia bölgesinde geçiyor. savaş yılları... artan göçmen nüfusu yerli halkla mülteciler arasındaki kutuplaşmayı tetikliyor. uzayıp giden savaşla birlikte perişan olmuş insanları bir başka felaket yakalıyor; ispanyol gribi. binlerce insan ölüyor. çoğunluğu savaşla birlikte zaten parçalanmış olan aileler yok olup gidiyor. yetimhaneler dolup taşarken, ırkçılara da fırsat kapısı aralanıyor. on üç yaşındaki bir kız çocuğunun, ikiz kardeşleri için girdiği zorlu mücadeleyi okuyoruz; yalın ve sürükleyici bir anlatımla.