Saffet Beytullah Türkoğlu

Saffet Beytullah Türkoğlu
@multedam
Nazarick Hazine Muhafızlığı
KTO~TIP✓
Büyük Nazarick Kabristanlığı
2002
11 librarian point
1617 reader point
Joined on October 2020
Hülâsa, akıllı kimseler için makbul olan, bu âlemde tek başına Allah huzûrunda olduğunu, ölümün, hesabın ve kitabın, cennet ve cehennemin önünde olduğunu düşünerek, bunlardan yarayışlı olanı alıp zararlı olanı atmaktır vesselâm.
Reklam
Elbette ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in şu mübarek sözü doğrudur: بَدَأَ الْإِسْلَامُ غَرِيبًا وَسَبْعُودُ غَرِيبًا كَمَا بَدَأَ فَطُوبَى لِلْغُرْبَاءِ فَقِيلَ: وَمَنِ الْغُرَبَاءُ: قَالَ الَّذِينَ يُصْلِحُونَ مَا أَفْسَدَهُ النَّاسُ مِنْ سُنَّتِي وَالَّذِينَ يُحْيُونَ مَا أَمَاتُوهُ مِنْ سُنَّتِي "İslâm dîni garib olarak doğdu ve doğduğu gibi garib olarak sönecektir. Gariblere müjde olsun.» Garîbler kimdir, sorusuna cevap olarak: "Benim sünnetimden insanların bozduğunu islâh edenler ve terk edilen sünnetleri yaşatanlardır." buyurmuşlardır.
Halbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: مَا حَدَّثَ أَحَدُكُمْ قَوْمًا بِحَدِيثٍ لَا يَفْقَهُونَهُ إِلَّا كَانَ فِتْنَةٌ عَلَيْهِمْ "Sizden biriniz bir cemâate, anlayamayacağı şekilde hitap ederse, o söz cemâatte fitne uyandırır."

Reader Follow Recommendations

See All
Hakem b. Hişâm es-Sakafi diyor ki: "Ebû Hanîfe'nin çok itimada şâyân bir zât olduğunu duyan vâli kendisine: "Hazîne vekili olacaksın, kabûl etmezsen sırtına kamçı vurulacak" dedi. Ebû Hanîfe ise onların azabını Allâhu Teâlâ'nın azabı üzerine tercih ederek bu vazifeyi kabûl etmedi."
Ahmed b. Hanbel'in imâm Şâfiî`ye sık sık dua ettiğini gören oğlu: " Şâfiî kimdir ki, ona bu kadar duâ ediyorsun?" diye sormuş. Ahmed: "Oğlum, Şâfiî, dünyaya nisbetle güneş, insanlara nisbetle âfiyet gibidir." demistir. Şimdi düşün, bakalım bu zâtların yerini tutacak kimse var mıdır?
Reklam
İmâm Şafiî Hazretlerinin insanlara hased etmemesi hakkında söyledikleri
Yine buyuruyor: "Her kim ile konuştumsa onun muvaffak olmasını, kuvvetlenmesini, yardım görmesini ve Allâhu Teâlâ'nın onu koruyup muhafaza etmesini istedim." Yine buyuruyor ki: "İnsanlar ile münakaşamda, hakkın benim veya onların lisânından çıkmasını hiç nazar-ı itibara almadım." (Yâni hak bulunsun da, ister hasmın ağzından çıksın, ister benim ağzımdan.)
İmâm Şafiî Hazretlerine sorulan Ariflerin mertebeleri sorusu
Bir gün İmâm Şâfiî'ye (âriflerin üç makamı olan) sabır, mihnet ve temkinden hangisinin daha makbul olduğu soruldu. Şâfiî "Temkin, peygamberler derecesidir; önce mihnet, sonra sabır ve daha sonra da temkîn gelir. Baksana Allâhu Teâlâ, İbrâhim aleyhisselâmı evvelâ imtihân etti, sonra temkîn verdi. Mûsâ aleyhisselâmı da evvelâ imtihân etti sonra temkîn, tahammül verdi. Eyyüb aleyhisselâmı imtihân etti, sonra temkîn verdi. Süleymân aleyhisselâmı evvelâ imtihan etti, sonra temkîn ve büyük mülk verdi. Binâenaleyh temkîn, derecelerin en üstünüdür. Nitekim Allâhu Allâhu Teâlâ: وَكَذَلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْأَرْضِ» "Ve işte bu sûretle Yusuf'u o arzda temkîn ettik." (Yûsuf sûresi, 12/21 ) buyurmuştur. Eyyûb aleyhisselâma da büyük imtihân geçirdikten sonra kudret verildi. Nitekim: أَتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ "Ve ona (Eyyûb aleyhisselâm'a) bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik." (Enbiyâ sûresi, 21/84 ) buyurmuştur. İmâm Şâfiî radıyallahu anh'ın bu açıklaması, Kur'ân'ın gizliliklerinde mütebahhir olduğuna ve Allâhu Teâlâ'ya yönelen Peygamberler ve velîlerin derecelerini bildiğine açıkça delâlet eder ki, bütün bunlar âhiret bilgileridir.
İmam Şafii hazretleri
Bilmiş ol ki, Allah'a sadâkatle kulluk edenler necât bulur. Dîninden korkan yâni: Son nefeste îmansızlık korkusunu saklayan selâmet bulur. Bu gün dünyanın lezzetlerine gönül vermeyen, yarın Allah'tan alacağı büyük mükâfatlarla huzûra erecektir.
İmâm Şâfiî: "Kalbinde, Allah sevgisiyle, dünya sevgisini toplayabildiğini iddia eden yalancıdır." (Çünkü bir gönülde iki sevgi olamaz.) buyuruyor.
Bilmiş ol ki! Hakîkati insanlarda arayan, dalâlet çölünde şaşırır. Eğer hakikat yolcusu isen Hakk'ı bil ki, ehlini bilesin.
Reklam
İsâ aleyhisselâm da şöyle buyurmuştur: مَنْ عَلِمَ وَعَمِلَ وَعَلَّمَ فَذَلِكَ يُدْعَى عَظِيمًا فِي مَلَكُوتِ السموات "Kim ki öğrenir, öğrendiği ile amel eder ve öğretirse, semâvatta tazîmle anılır."
مَنْ تَعَلَّمَ بَابًا مِنَ الْعِلْمِ لِيُعَلِّمَ النَّاسَ أَعْطِيَ ثَوَابَ سَبْعِينَ صديقا "İnsanlara öğretmek için ilimden bir mesele öğrenen kimseye, yetmiş sıddîk sevabı verilir."
مَنْ سَلَكَ طَرِيقًا يَطْلُبُ فِيهِ عِلْمًا سَلَكَ اللهُ بِهِ طَرِيقًا إِلَى الْجَنَّةِ "İlim yolunu tutana Allah cennet yolunu açar."
فَضْلُ الْعَالِمِ عَلَى الْعَابِدِ كَفَضْلِي عَلَى أَدْنَى رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِي» "Âlimin âbide nisbetle değeri, ashabımdan -derece bakımından- en küçüğü üzerine olan fazîletim gibidir."
Es'Selâm ism-i celilini her gün ve hiç olmazsa haftada bir gün sabah namazından sonra bu ismin hesabı sağire göre adeti olan 130 defa kıraat eden ve onunla Allah Teâlâya tevessül ve müracaat eyleyen kimseye Cenab-ı Hak kafteyi umurunda selamet hayır ve bereket ihsan buyurur
11.6k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.