Saffet Beytullah Türkoğlu

Saffet Beytullah Türkoğlu
@multedam
Nazarick Hazine Muhafızlığı
KTO~TIP✓
Büyük Nazarick Kabristanlığı
2002
11 librarian point
1621 reader point
Joined on October 2020
Kabir âlemi, âlem-i letâfettir. Bu dünya, âlem-i kesäfettir. Kesätet letateti göremez. Bir ölü yanımızda olduğu halde bile biz farkında olmadan azâb çekebilir. Bu misâl, rüyâ ile temsîl edilebilir. Bir yatakta yatan iki kimseden biri tatlı, diğeri korkunç rüyalarla uğraşırken, bunlara bakan uyanıkların, bu hâllerden hiç haberleri olmaz. Kabir azabı da böyledir. Rûhun şûlesi güneşin ziyâsı gibi cismin madde-i asliyesine vurur ve her iki azabı tadar.
Reklam
Ebû Saîd-i Hudrî'nin rivâyet ettiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.): "Her şeyin bir direği var. Mü'minin direği, efendisi aklıdır, ibâdeti de aklı nispetindedir. (Yarın) cehennemde; وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِه "Eğer duyup akıl edeydik biz de cehennemlikler arasında olmazdık." (Mülk sûresi, 67/10 ) dediklerini duymadın mı?" buyurmuştur.
إِنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مَلَكًا يُنَادِي كُلَّ يَوْمٍ: مَنْ خَالَفَ سُنَّةً رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ تَتْلُهُ شَفَاعَتُهُ "Allâhu Teâlânın yarattığı bir melek her gün şöyle nidâ eder: "Sünnetinden ayrılan kimseye Resûlullah'ın şefâati ulaşmaz." buyurmuştur.

Reader Follow Recommendations

See All
4. Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz” diye hükmettik. (İsrâ, 17/4) 5. Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d idi. (İsrâ, 17/5) 6. Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık. (İsrâ, 17/6) 7. İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.) (İsrâ, 17/7) 8. Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır. (İsrâ, 17/8)
İbn Ömer radıyallahu anh: "Bir zamanda yaşadık ki, kimimiz Kur'ân inmeden îman etti. Sonra sûreler indi, helâl-harâmı, emir ve nehyini öğrendiler. Bunların anlayamadığı hiç bir şey olmazdı. Halbuki bir takım kimseler gördüm ki, îman etmeden evvel kendisine Kur'ân geldiği halde Fâtiha'dan sonuna kadar okur da emrinden nehyinden bir şey anlamadığı gibi, üzerinde de durmaz, hurmanın yaramayanı gibi onu karıştırır durur." demiştir. (Bunu Hâkim rivâyet etti ve Buhârî ile Müslim'in şartı üzerine sahihtir, dedi.)
Reklam
İbn Hassîn: "Fetvâcılardan biri öyle mühim meselelere tek başına cevap vermeye kalkışırdı ki, eğer o mesele Ömer b. Hattab radıyallahu anh'dan sorulaydı, Bedir'de bulunan bütün zâtları bir araya toplamadan ona cevap vermezdi." demiştir.
İbrâhîm-i Teymî kendisine bir mesele sorulduğu zaman ağlar ve: "Başkasını bulamadınız da bana mı muhtâç oldunuz?" derdi. Ebû'l-Aliye, er-Riyâhî, İbrâhîm b. Edhem ve Süfyân-ı Sevrî, ancak iki-üç kişi veya sayıları bunu geçmeyen kimselerle konuşurlar ve cemâat çoğalınca dağılırlardı. Bizzât Peygamberimiz (s.a.v.) bile: "Bilmem" demiştir. مَا أَدْرِي أَعْزَيْرٌ نَبِي أَمْ لَا، وَمَا أَدْرِي أَتَّبِعْ مَلْعُونَ أَمْ لَا، وَمَا أَدْرِي ذُو الْقَرْنَيْنِ نَبِي أَمْ لَا، وَلَمَّا سُبُلَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ خَيْرِ الْبِقَاعِ فِي الْأَرْضِ وَشَرِهَا، قَالَ: لَا أَدْرِي، حَتَّى نَزَلَ عَلَيْهِ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، فَسَأَلَهُ فَقَالَ: لَا أَدْرِي إِلَى أَنْ أَعْلَمَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ خَيْرَ الْبِقَاعِ الْمَسَاجِدُ، وَشَرْهَا الْأَسْوَاقُ "Uzeyir'in Peygamber olup olmadığını bilemiyorum. "Tübbe"nin melûn olup olmadığını bilemiyorum. Zûlkarneyn'in Peygamber olup olmadığını bilemiyorum, buyurdu. Yine bunun gibi: "Oturulacak yerlerin en iyisi ve en fenâsı nerelerdir?" diye soruldukta: "Cebrail gelinceye kadar bilmem" diye buyurdu. Cebrail'e sorunca o da: bilmem dedi. Tâ ki Allâhu Teâlâ "Durulacak yerlerin en iyisi câmiler, en fenası sokaklar" olduğunu bildirinceye kadar."
Saffet Beytullah Türkoğlu tekrar paylaştı.
"dün gece refah'ta katledilen sivillerin cenazeleri. bu vahşeti eleştirenleri "dinci" diye, "arap sevdalısı" diye, "hamasçı" diye yıldırmak isteyenler, bu vahşetin suç ortağıdır. kimliklerimiz ve aidiyetlerimiz bizi insanlıktan çıkarıyorsa çöpten başka bir şey değildir." Etiket, etiket hep etiket... Biz sadece insanız. Merhametimiz var çok şükür. Zulmü görüyoruz ve içimiz yanıyor. En çokta acizliğimize..
Ebû Hafs-ı Nîsâbûrî: Hakikî âlim, suâli cevaplandırırken kıyâmette "bu cevabı nereden buldun" diye sorulacağından korkan zâttır." demiştir.
Hâtem: - Şu dört haslete sahip olmadan dünyada huzûr ve selâmet bulamazsın: "İnsanların kusurlarını bağışlarsın, onlara karşı kusur etmezsin, elinden gelen ikramı onlara yaparsın, onlardan bir şey beklemezsin. İşte ancak böylelikle selâmeti bulursun." dedi.
Reklam
İbn Mes'ûd radıyallahu anh; "Kur'ân, kendisiyle amel olunmak için nazil olduğu halde siz onun okunmasını amel saydınız. İleride bir takım insanlar gelecek ki, onu süngü gibi dosdoğru çıkaracaklar. Yâni harflerin mahreçlerine son derece riâyet edecekler, güzel okuyacaklar; fakat onlar sizden hayırlı değillerdir." buyurmuştur.
Huzeyfe radıyallahu anh; "Öyle bir zamanda bulunuyorsunuz ki, sizden biriniz bildiğinin onda dokuzu ile amel edip birini terk ederse helâke gider. Öyle bir zaman gelecek ki, o zaman bildiğinin yalnız onda biriyle amel eden kurtulacaktır. Çünkü o zaman, amel edenler çok azalacaktır." buyurdu.
Saffet Beytullah Türkoğlu tekrar paylaştı.
•cinayet fotoğraflarıyla sofraya oturuyor•
Yıllardır çocuk başları akıyor yamacımızdan yıllardır balçıklı bir hayvan çeperlerimizde kentlimiz cebinde cinayet fotoğraflarıyla sofraya oturuyor köylü -biraz sessizlik- ne tuhaf bir kelime?
İsmet Özel
İsmet Özel
أَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ أَنْفُسَكُمْ "Kendinizi unuttuğunuz halde insanlara iyiliği mi emredersiniz?" (Bakara sûresi, 2/44 )
19.6k öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.