Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mü'min (Gâfir)-85: Ama şiddetli azabımızı gördükleri zaman (son pişmanlık anındaki) inanmaları kendilerine fayda vermedi. Allah’ın kulları hakkında süregelen kanunu (bu)dur. İşte kâfirler (o zaman) orada hüsrana uğrayacaklardır.
Mü'min (Gâfir)-10: Kâfir olanlara şöyle seslenilir: “Allah’ın (size olan) gazabı, (artık bugün) kendi kendinize (olan) kızgınlığınızdan daha şiddetlidir. Çünkü siz, (dünyada) imana çağırılıyordunuz da inkâr ediyordunuz.” Mü'min (Gâfir)-11: (Onlar da:) “Ey Rabbimiz! Bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin. Birinci ölüm hali rahimdeki canlanmadan önceki haldir. İkincisi, doğduktan sonraki ölümdür. Birinci dirilme rahimdeki canlanmadır. İkinci diriliş de öldükten sonrakidir. İşte günahlarımızı da itiraf ettik. (Acaba bu ateşten) çıkmaya bir yol var mıdır?” derler. Mü'min (Gâfir)-12: (Onlara denilir ki:) “Bu (azap) şundandır: Bir olan Allah’a (iman ve itaate) çağrıldığınız zaman küfrettiniz (inkâra ya da nankörlüğe saptınız). O’na ortak koşulunca (O’nun yetkisi başkalarına verilince O’na) inandınız. Artık hüküm, O çok yüce, çok büyük (olan) Allah’a aittir.”
Reklam
İman ilmini öğrenmek farz olduğu gibi; imanı gideren ve küfrü getiren ilimleri, yani insanların imanlarının ellerinden gitmesiyle küfre düşmelerine sebep olacak olan ilimleri öğrenmek her mü'min-i muvahhide farz-ı ayndır ve bu ilmi talep her zaman ölüme kadar sürer. Bu ilim Çin'de dahi olsa oraya kadar gidip öğrenmek lazımdır. Bu hiçbir suretle mazeret kabul etmez, öğrenmezse küfre gider, Allah esirgesin.
Sayfa 88
Olay her zaman buraya geliyordu, öyle değil mi? Be- nim onu fethetmek istediğim kadar o da beni fethetmek istiyordu. "Hayır," diye mırıldandım onu emmeye devam ede- rek. Şu an duramayacak kadar çok azmıştım. Ah, küçük, vahşi kedimi dize getirmeye bayılıyordum. Kıvranmaya devam ediyordu. "Evet," diye inledi. Ardından daha
Sayfa 25
Allah Resûlü (sas) buyurdular ki: “Size en hayırlılarınızın kim olduğunu haber vereyim mi?” Sahâbe ne dedi? "Evet, Ya Resûlullah haber ver!” Ne söyleyecek Efendimiz (sas)? En hayırlı mü’minin kim olduğunu haber verecek... Kim acaba; çok namaz kılan, defaatle hacca giden, zekât veren, iyiliği emreden, kötülükten sakındıran, ya da daha başka amelleri yapan mı? Kim en hayırlı mü'min? Ancak Efendimiz (sas) bunların hiçbirini söylemez. O gün bambaşka bir ufuk gösterir ve der ki: “Sizin en hayırlınız, bakıldıkları zaman aziz ve celil olan Allah'ı hatırlatanınızdır."
Sayfa 562
(Ey mü'minler!) Yoksa siz, sizden önce geçip giden (mü'min)lerin, başlarına gelen (sıkıntı)lar,sizin de başınıza gelmeden (hemen) cennete gireceğinizi mı sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki hatta peygamber ve onunla birlikte olan mü'minler : "Allah'ın (vaadettigi) yardımı ne zaman?" Diyecek (duruma gelmiş)lerdi. İyi bilin ki Allah'ın yardımı çok yakındır. Bakara suresi 214
Reklam
Peçe Takmanın Hükmü ve Delilleri
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَٓاءِ الْمُؤْمِن۪ينَ يُدْن۪ينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَاب۪يبِهِنَّۜ ذٰلِكَ اَدْنٰٓى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا "Ey Nebi! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına de ki: “(Tüm bedenlerini örten) cilbablarını üstlerine giysinler. Bu, onların
Muvahhid mü'minlerin tavrı budur!..
Muvahhid mü'min, zaman içinde değişecek bir kişi değildir. O, zamanı değiştirip şirkten Tevhid'e, küfürden imana, tağutî düzenlerden İslam'a ulaştırmakla görevli kılınmıştır. Rabbi ve İlâhı Allah Teâlâ, onu nasıl dosdoğru yola iletmiş, karanlıklardan nûra çıkarmış ise, o da bu nimetin şükrünü edâ etmek için, diğer insanların hidayetine vesile olmaya, onların şirkin, küfrün karanlıklarından İslâm'ın aydınlığına çıkmalarına gayret gösterir...
“Dört kalp birleştiği zaman, mü'min kulun arzusu tahakkuk eder: Mü'minin kalbi, Dünyanın kalbi Kâbe , Kur'ân'ın kalbi Yâsîn Sûresi ve gecenin kalbi seher vakitleri.” Seher vaktine ve gece ibadetine gösterilen rağbet, gönüllerdeki ilâhî muhabbetin de bir göstergesidir.
Allah'tan başka ilah olmadığına inanan mu'min. canının istediğini değil, Allah'ın istediğini yapmalı. Arkadaşa, komşuya, basına, yayına uymamalı, Sünnet-i Seniyyeye uymalı. O zaman kelime-i şehadetle de dun- yasını cennet edebilir. Her ibadet, bizi haramlardan geri çekmeli, helallere sevk etmeli; her ibadet ferdi, aileyi, milleti ve devleti üstün duruma getirmelidir. Getirmiyorsa ibadetler anlaşılmamıştır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.