Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fey

fey
@murakamikarakteri
murakami evreninde bir karakterim. beni ararsanız kafka tamura, toru watanabe ve tsukuru tazaki ile shinjuku’da kahve içiyor olacağım.
"Ben harekete inanıyorum. O gamsız balona, dünyaya inanıyorum. Gece yarısına ve öğle vaktine inanıyorum. Peki başka neye inanıyorum? Bazen her şeye. Bazen hiçbir şeye. Bir göletin üzerinde dalgalanan ışık gibi hızla değişiyor. Günün birinde hepimizin kaybedeceği hayata inanıyorum. Gençken böyle olmadığını, bizim farklı olduğumuzu zannediyoruz. Çocukken hiç büyümeyeceğimi, bunu başarabileceğimiz zannederdim. Ve sonra, aslında oldukça yakın bir zamanda fazla ileri gittiğimi, bilinçsiz bir şekilde zaman dizinimin doğruluğuna gizlediğimi fark ettim. Ne zaman bu denli yaşlandık Tanrı aşkına? diye soruyorum eklemlerime, demir rengi saçlarıma."
Sayfa 260 - DomingoKitabı okudu
Reklam
"Neden sevdiğimiz şeyleri kaybederiz de sevmediklerimiz tutunur kalır bize ve biz göçüp gittikten sonra onlar belirler değerimizi?
Sayfa 252 - DomingoKitabı okudu
"Kaybettiğimiz eşyalarımız bizim yasımızı tutar mı?"
Sayfa 252 - DomingoKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sahip olamayacağımız şeyleri istiyoruz. Belli bir anı, sesi, duyguyu yeniden yaşamanın yollarını arıyoruz. Annemin sesini duymak istiyorum. Çocuklarımı çocuk halleriyle görmek istiyorum. Küçücük eller, çevik ayaklar. Her şey değişiyor. Oğlan büyüdü, baba öldü, kız benden uzun, kötü bir rüyadan dolayı ağlıyor. Lütfen sonsuza dek kalın, diyorum tanıdığım şeylere. Gitmeyin. Büyümeyin."
Sayfa 217 - DomingoKitabı okudu
"Zaman içinde sık sık daha önce anlayamadığımız insanlarla anlaşır olıruz."
Sayfa 179 - DomingoKitabı okudu
Reklam
"Başka bir yere gidiyor olmaktan memnundum. Zihnimin tek ihtiyacı yeni istasyonlardı. Kalbimin tek ihtiyacı, daha büyük kasırgalar yaşamış bir yeri ziyaret etmekti."
Sayfa 176 - DomingoKitabı okudu
"Kendimle ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu."
Sayfa 173 - DomingoKitabı okudu
" Ölüler konuşurlar. Biz onları nasıl dinleyeceğimizi unuttuk."
Sayfa 169 - DomingoKitabı okudu
"Eve dönme vakti gelmişti. Ama hangi eve?"
Sayfa 161 - DomingoKitabı okudu
"Ucu açık sonlardan her zaman nefret ettim. Belli belirsiz bir fırtına öncesinde çamaşır ipinde bir başına duran, rüzgarda dalgalanmaya bırakılmış bir çarşaf misali havada asılı kalan sözcükler, açılmamış paketler veya açıklanamayacak bir şekilde ortadan kaybolan karakterler, ta ki aynı rüzgar onu alıp götürünceye, bir hayalin tenine ya da bir çocuk çadırına dönüşünceye değin."
Sayfa 100 - DomingoKitabı okudu
Reklam
"Nasıl oluyor da birine duyduğumuz sevgiyi onu ebediyen kaybedinceye değin bir türlü bütünüyle anlayamıyoruz?"
Sayfa 97 - DomingoKitabı okudu
"Neşeni kaybettin, dedi hiç tereddütsüz. Neşemiz olmadan ölü sayılırız."
Sayfa 78 - DomingoKitabı okudu
"Bir melekle tanışmak ne harika olurdu, diye düşündüm; fakat birden zaten tanışmış olduğumu fark ettim. Mikail gibi bir başmelek değil, bir pardösü giyen, şapka takmayan, düz kahverengi saçları ve su rengi gözleri olan Detroitli bir insan melekti."
Sayfa 45 - DomingoKitabı okudu
“What does it feel like?” “Like constantly searching for something in your pockets. First you lose the small things, then it’s the big ones. It starts with keys and ends with people.”
390 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.