İbnü'l-Arabî'ye göre düşünmede zühd
İnsan ya sahip olduğu dünyalık veya sahip olmadığı şey hakkında düşünür. Dünyalık hakkında düşünürse sufilere göre bu hastalığın o şeyi terk etmek ve o şeyi küçümsemekten başka ilacı yoktur. Sahip olmadığı şey hakkında düşünen kimse ise sufilere göre akıl yoksunudur. Böyle bir düşüncenin biricik ilacı Allah'ı anmaya devam etmek ve davranışlarına murakebe, yani kendine dönüp kontrol etmek ve Allah'a karşı utanma duygusunun hâkim olduğu Allah ehliyle oturup kalkmaktır.
Sayfa 189 - muhit kitap, birinci baskıKitabı okudu
Her günahkar, ahmak ve câhildir. Şayet ahmaklık ve cehaleti olmasa, Allah'a isyan etmezdi. Kendi muhasebesini yapmayan her insan ahmaktır. Akıllı adam da Resûl-i Ekrem'in akıllı diye şehâdet ettiği kimsedir. Nitekim Hadiste: «Akıllı, kendini murâkebe edip ölüm sonrası için çalışan kimsedir. Ahmak da nefsinin arzuları peşinden koşup Allah'a ümid bağlayan kimsedir.» buyurulmuştur.
Sayfa 812Kitabı okudu
Reklam
Kişi sürekli murakebe halinde bulunmalı, Allah Teala'nın gözetimi halinde bulunduğunu bir an bile aklından çıkarmamalıdır. Zira Allah için kalbini sürekli murakebe, yani gözetim ve denetim halinde tutarak masivadan hali bulunduranlar, marifet makamına erişirler, Allah Teala'nın ihsanına nail olurlar. Bu, kişide yakin meydana getirir; müşahede ve mutlak teslimiyet hali oluşturur.
Sayfa 66 - Çelik YayıneviKitabı okudu
ecel yakın, yolculuk uzaktır...
"Ömür kısa, amel noksan, murakebe eden görücü, ecel yakın, yolculuk uzaktır. O yolculuk için zaruri olan azık, ibâdettir. İbâdet(in zamanı) geçicidir, tekrar ona dönülmez."
TEVHİD SIRRI ve AKSİYON DÂVÂSI...
- "Bütün bir cemiyet adına yaşanmış bir hayatın, muhasebe ve murakebe hissini muhatabında uyandırması, şuuraltına zerkettiği zamanî şuur idrakı ile onunla zamanın nabız noktasında buluşması diye bir tevhid sırrı ve aksiyon davası. [...] Beni çözmek?.. O kadar kolay değil herhalde!.. Yaşamak gerek!.."
Sayfa 40 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Murakebe ve İtminan
➤Murakabe: Her An Allah'la Birlikte Olmak: Arapçada "gözetlemek" anlamına gelen rakabe kökünden türetilen tarikat, tasavvuf pratiğidir. Kulun yüce Rabb'inin onu her daim gördüğünü ve yaptıklarından haberdar olması ve kulunda her daim bunu bilmesi ve hayatını her daim doğru, günahtan uzak ve Allah'ı anarak geçirmesi
Sayfa 54 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- O bazıları onu söylemeden evvel birçok şey söylüyorlar. Kurulmuş Avrupa'nın içinde bir nevi mistiğin peşinde yürüyorlar. Ruha murakebe imkânı istiyorlar... Ben evvelâ ruhumun hattâ maddemin teşekkülünü istiyorum. Onların istediği her tarikatte esastır. Fakat bir milletin hayatı bir tarikat değildir ki... ben ki bu kadar içtimaîyim; Fransa'da olsam ben de ferdin peşinden dolaşır, ona cemiyete rağmen kendisi olması imkânlarını düşünürüm. Yahut şunu, bunu... Her halde mevcuttan memnun olmaz, kendimce bulduğum eksiği tamamlamak ister, onun mücadelesini yapardım. Türkiye'de Türkiye'nin ihtiyacı olan şeyi düşünüyorum. - Demin şahsiyetimi ve ferdiyetimi bırakmam diyordunuz... Şimdi ise... - Fert olmaktan niye çıkayım?.. Hatta niye şahsiyet olmayayım? Fert vardır. İsteksiz isteksiz ilave etti: Ormanda ağacın esas olduğu gibi.
Sayfa 256Kitabı okudu
"Murakebe, dikkati uzun süre belli bir noktada toplayabilme yeteneğidir. Meditasyon ise kişinin tüm nefsani tortularından arınıp iç huzura kavuşabilmesi için , dikkatini bilinçli olarak belli bir düşünce üzerinde toplayabilme yeteneğidir."
Sayfa 378Kitabı okudu
Garp okur yazar takımı gözünden şark?
Garp okur- yazar takımının orta temsilcileri ve hazırlop bilgi dağıtıcıları gözündeyse Şark, fert fert, insanî ve içtimaî oluşların işbirliğini manzumeleştiremeyen, alâka ve murakebe selâhiyetini kuramayan, fert ve hürriyet değerini bilmeyen, sultanlar ve despotlara baş eğen sadece birkaç ruhî edâ ve renkten ibaret, koca bir ölçüsüzlük ve şuursuzluk âlemidir.
Beyaz lotus Buda'nın manevi olgunluğunu ve mutlak zihinsel açıklığını ifade eder. Onun sekiz yaprağı Buda'nın sekiz asil yolunu (doğru söz, doğru davranış, doğru hayat sürme, doğru muhakeme, doğru murakebe, doğru anlayış, doğru düşünce, doğru niyet) ifade eder.
Sayfa 149 - Kabalcı yayıneviKitabı okudu
Reklam
Murakebe ehli
Onların Mevlâ'nın dışındaki meşguliyetleri, cemaatle meşgul olmak, arzuları ise halkı düzeltmektir.
Namaz
"Namaz dinin direği, ariflerin gözünün nuru, sıddıkların ziyneti, mukarrabinlerin tacıdır. Namazın makamı, Allah'a vuslat makamıdır. Aynı zamanda namaz; yakınlık, heybet, huşu ve haşyet, tazim, vakar, müşahede, murakebe, esrar, Allah'a yalvarış, Allah huzurunda duruş, Allah'a yöneliş, Allah dışındakilerden yüz çeviriş makamlarını ifade eder. "
Sayfa 49 - Hayy kitap
Şu çağın, şu dağılıp giden yaşamın gerçekliği var mı hala? Edilgenliğim günbegün artmada, benden daha güçlü bir gerçeklikle örselendiğimden değil, dört bin yanda gerçekdışılığa daldığımdan. Fazlasıyla farkındayım, yaşamımın mana ve adabı sadece etkinliktedir ama seziyorum, tek hakiki etkinlik için, felsefe yapmanın murakebe etkinliği için bu çağın zamanı yok artık. Felsefe yapmaya çalışıyorum - bununla birlikte bilmenin vakarı hani? Çoktan ölüp gitmedi mi, felsefe, nesnesinin çöküşü bakımından bizzat dağılıp salt sözcüklere dönüşmedi mi? Şu varlıksız dünya, dinlenmesiz dünya, dengesini ancak sürat akışında bulup koruyabilen şu dünya yok mu, çılgınca gidişi insanın hiçliğe savrulmaya dönük sözde etkinliğine dönüştü - ah, artık felsefe yapamayan bir çağınkinden daha derin bir teslimiyet var mıdır?! Felsefe yapmak dahi estetik bir oyuna döndü, artık olmayan bir oyuna, kötülüğün boşta gidişine kapıldı, akşamları canı sıkılan burjuvalara meşgale! Bize sayıdan fazlası kalmıyor, yasadan fazlası kalmıyor!
Sayfa 303 - Ketebe Yayınları (3.Cilt) Huguenau veya Realizm
MÜjde..
Kalbini murakebe eden, öyle ki kalbinin derinliklerine ve kapalı noktalarına vâkıf hâle gelen, bununla birlikte ahvâlini ve vasıflarını düzeltmeye muktedir olan, vasıflarını bu hâl üzere dâimî surette korumaya muvaffak olan her kul, kalbine nazaran müheymin demektir.
Hastalığa zıddıyla mukavemet edilir. Kimin kalbi çok katıysa ve kendisini hatadan koruyacak murâkebe vasıtalarına sahip değilse o zaman buna ölümü hatırlamakla ve ölmek üzere olanların yanında bulunmakla mukavemet eder. Fakat kalbi çok ince ve hassas olan kişiye kendisinde bulunan bu özellik yeter . Hatta böyle bir kimsenin söz konusu şeyleri kendisine unutturacak olan şeylerle uğraşması gerekir ki hayatından fayda bulsun ve ne ne fetva verdiğini anlasın.
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.