“Para önemlidir. Anlaşmak neymiş, diyor. Paran olsun da bak. Anlaşmazlık, parasal darlığa dayanır. Erkeğin güzeli çirkini olmaz. Yaş da o kadar önemli değil. Kadın çabuk yıpranır.”
“Cumhuriyet, ilk nesillerini ısrarlı bir ‘güven aşılama’ kampanyasıyla yetiştirmiştir. Sonraları çoğumuzun alay ettiği ‘Bir Türk, dünyaya bedeldir!’, ‘Türk öğün, çalış, güven!’ vs. sloganlar, Mustafa Kemal tarafından bilinçli olarak ortaya atılıyor; bununla, yüzyıllardır birbirini izleyen sürekli yenilgilerin bunalttığı Türk insanının başını dik tutmasını öğrenmesi amaçlanıyordu. Çünkü Mustafa Kemal Paşa, bir şeyi iyi anlamıştı: Bağımsızlıkla bir ulusun kendine güveni arasındaki ilişkiyi. Kendilerine güvenemeyen uluslar, öteki ulusların oyuncağı oluyorlardı.”
#atatürk #cumhuriyet #türkiyecumhuriyeti
#ulus #türkulusu #19mayısatatürküanma ve #gençlikbayramı
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“ (...) bir anlamda Kurtluluş Savaşı, padişahlığa ve halifeliğe karşı da sürdürülmüş, ‘demokratik devrim’ özellikleri olan bir savaştır; gel gör ki Müslüman dünyası, olayı böyle görmez.”
Sayfa 223 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Paraya önem vermem. Dostlukları, insan sevgisini her şeyden üstün tutarım. İnsanları sevindirmek, onları mutlu etmek doyuruyor beni. Kendi tasalarımın dışına çıkarıyor.”
“Toplumun çürük, anlamsız yargılarına karşı koyabilecek düşünce yapısındayım elbet. (...) Aldırmam onlara ben. Özüme saygımı yitirmekten korkarım Sorumluluğum kendime. Ama toplumu da yadsıyamam.”
“İttihat ve Terakki Cemiyeti, esasında bir zabitler komitesiydi, Mustafa Kemal ise görüldüğü gibi daha 1900’lerde ordunun politikaya bulaştırılmasına karşı çıkmıştı.”
Sayfa 218 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“İlk Cumhuriyet hükûmetlerinin ulusal siyasetlerinin başlıca odaklarından birisi, demiryolu siyaseti idi. Bizim çocukluğumuz, ‘demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan’ efsanesi içinde geçmiştir. Mustafa Kemal, her Meclis’i açış konuşmasında sorun üzerinde ayrıca durur; o yıl boyunca hangi şehirlere ulaştığımızı halka müjdelerdi. Öyle ki demiryolu demek; bir yerde uygarlık, bir yerde mutluluk, bir yerde bağımsızlık demek oluyordu. Sonra Amerikalılar geldiler; Türkiye, Menderes’in ağzından ‘millî siyaset’in Birleşmiş Milletler ilkelerine uymadığını ilan etti ve demiryollarımız talihine terk edildi.”
Sayfa 205 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“1950’lerin ilk yıllarında, Avrupa’ya yolum düşüp de oralarda tramvayların tıkır tıkır işlediklerini görünce ne kadar şaşmışımdır!
Türk’ün aklı geç gelir, diye bir atasözümüz vardır; ne kadar doğru!” (s. 203-204)