Oradaki vahşi hayatı değiştirip, hepimiz için güzel ortak bir hayat meydana getirmek, birliğini, bütünlüğünü korumuş, gelişmiş, müreffeh, zengin ve güçlü bir vatan yaratmak istiyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki başaramadık. Çok kan aktı, oğlum çok insan toprağa düştü, çok ırmak, çok dere kızıl renge boyandı... Bugün olduğu gibi. Bilmiyorum neden ama onlar değişmedi, direndiler değişime, biz de değişmedik. Kan durmadı, ateşler sönmedi. Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti ama insanlar değişmedi; kin nefret, öç alma duygusu hep kendisi gibi kaldı.
Kemalistlerin yaptıklarını din ile bağdaştırmaya, din usûlüne uydurtmaya uğraşıyorlar; olmuyor. Bu kez, dini Mustafa Kemal'e uydurmaya çabalıyorlar. Aksi halde din, meşhur Ezher âlimlerinden Şeyh Yusuf ed-Decevi'nin dediği gibi olurdu: "Ya din ve vatan için, ila'y-ı kelimetullah için savaşan mücahidlerin düşmanlarının, hırsız ve hainlerin karşısına dikilir, büyüklerimizin yolundan gider, yeryüzünün en ileri ve müreffeh toplumu oluruz; ya da bizi gerileten bu dini, hayatımızdan çıkarırız." Şeyhin ila'y-ı kelimetullah için savaşan mücahidlerden maksadı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Hırsız, hain ve mücahid düşmanları olarak nitelediği kimseler ise, Sultan Vahdeddin ve biziz. Bu adamın sözlerinden şöyle bir anlam çıkıyor: Bu din ya bize Mustafa Kemal'e saygı ve sevgiyi, muhaliflerine de kin ve öfkeyi emreder; ya da biz bu dini hayatımızdan sileriz. Anlaşılan adamın Mustafa Kemal'in mücahidliğine, takva ve dürüstlüğüne, bizim de hainliğimize olan inancı, dinine olan inancından daha fazladır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
"Her şeyden önce, anadilimize saygı göstermeli ve onu korumalıyız; dilimiz yaşadığı sürece biz de bir halk olduğumuzu hissedeceğiz. atalarımızın dili yok olursa halk da tükenir ve yok olur." "Ulusun doğuşu ve şekillenmesi için olmazsa olmaz koşulan halkın tarihi ve kültürel değerlerini benimsemesi ve bunlara sahip
Millet-i Sadıka!!! (Ermeniler)
Millet-i sâdika, kendilerine avanta sağladığı sürece devlete sâdıktı, aksi hâlde ne devlet umurlarındaydı, ne vatan! Nitekim birkaç kez padişaha bağlı bir Osmanlı vatanseveri olduğunu ifade etmek ihtiyacı duyan Patrik Nerses ve Ermeni Meclisi, ordularımızın mağlup olması üzerine vakit geçirmeden Ruslarla ilişki kurdular! Rus ordula Edirne'ye
Araştırmacı-Yazar Yavuz Yıldızbaş tarafından inceleme yapılıp alıntılanmıştır. Bilge Oğuz Yayınları 3. Basım 2007
ULUS’UN “T.I.”CIGINE CEVAP [Bu zat Ulus gazetesinde “Yankılar” ba lığı altında “T.İ.” imzası ile yazılar yazar ve Ankara Radyosu’nda siyasî yorum yapardı. Sözünü de “Şen ve esen kalınız” cümlesiyle bitirirdi. Bu zat Nurettin Artam'dı] Ankara Radyosu’nun “Şen ve esen” kulu şunu bilsin ki: Biliyorsunuz!.. Biz açık kalpli, açık sözlü
Ülkü ve kültür birliğinin amaçları . 1-İleri ve medeni Türkiye ülküsünü milletin şuurunda pekleştirmek ve milletçe bu hedefe yönelmeyi sağlamak üzere davaya inanmış ve bu uğurda bütün varlığı ile çalışmaya azimli aydınlan vatan sathında se-ferber etmek 2-Milletin içinde bulunduğu ve bunaldığı ikilik, gerilik, tembellik ve karanlıktan kurtulması
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.