Hiciv öldürdü
Sultan Dördüncü Murad, fırtınalı bir gecede, bulundukları yerden pek de uzak olmayan bir yerde oturmuş. Elinde, Nefi'nin hiciv şiirlerini topladığı Sihâm-i Kaza adlı divanı varmış. Daha okumaya başlar başlamaz, saray bahçesindeki ağaçlardan birine yıldırım düşmüş. Tedirgin olan sultan, kitabı denize atmakla kalmamış, aynı gece, Nefi'nin, kadim düşmanlarınca cezalandırılmasına izin veren bir de mektup im- zalamış. Birkaç gün sonra, şairin cesedini çıkarmışlar sulardan, kementle boğulmuş halde. "Cehaletin eline kudret geçmeyegörsün, bak işte o zaman korkacaksın" dedi Mensur. "Dünya muktedir cahillerden ve cahil muktedirlerden neler çekti." Ardından başını sallayarak, "Boğaz'ın bu kısmında balıklar bu yüzden siyahtır işte" diye ekledi. “Mürekkep yuttukları için. Şiirlerden kelimeler, şairlerden et kopardılar."
Sayfa 109Kitabı okudu
288 syf.
1/10 puan verdi
Kadın ve erkek aşık olur. The End.
Kitap ne değildir ve neden okunmaz sorularına yanıt veren bu kağıt israfını sizlerle paylaşmaktan utanç duyuyorum şekerim. bayağılaşmış mucuk mucuk ilişkiler, aşk uğruna gereksiz şekilde abuk sabuk ne varsa feda etmeler... Osuruktan teyyare selam söyle o yare temalı bu tiksinç ve de kuskunç öyküde kahramanlarımız ne şaşırtıcıdır ki aşık oluyorlar. evet. kahramanlarımız aşık olur, aşkları için ergen bunalımları yaşayıp her şeylerini feda ederler ve the end. bu kadar. Bu kitapların önümüze düşme hikayesi bence şöyle gelişiyor: -Kitapta aşk, sevişme, öpüşme var mı? -Var. -Araya biraz böyle ajitasyon kat. -Katarım. -Ergenlerin sevebileceği türden birkaç aforizma serpiştir. -Serpiştiririm. -Tamam bu şekliyle bana mail at ben yarın matbaaya yollarım. -Ok. Sizin matbaanıza mürekkep tedarik eden firmanın sahibinin bıyıklarına kolonya döküp ateşe versinler ayol. İğrençsiniz.
Milyonluk Günahkar Düet
Milyonluk Günahkar DüetC. L. Parker · Novella Yayınları · 2014285 okunma
Reklam
(Bune öfke kanka.) :) "Burada yeri gelmişken Abhandlung überdas Fundament der Moral (Ah/akın Temeli Ozerine Araştırmalar1 başlıklı incelememin § 7 1. bölümünde söylediklerime dikkat çekmek isterim. Yukarıda söylenmiş olanlar hatırdan çıkarılmaksızın daha yakından bakılınca kadın mizacındaki temel kusu­run "adalet
Dilimin eşek arılarınca istilaya ihtiyacı var
Distopik-ütopik varsayımlı algısal hayal gücüm bundan 2 yıla yakın bir süre önce arkadaşlarla oturuyorken dilimden "keşke mecburiyetten evden çıkamadığım kendimi odama sakladığım günler gelse ve ben yatağımın içinde kitaplarla sevişsem... Zaten bence insanların da evden çıkmak istemeyeceği günler gelecek. Düşünsenize sokaklar bomboş insanlar sıkıntıdan kitap okuyup çiçek dikiyor oolalaala. Tanrı olsaydım. Vooooovvvv ben tanrı olsaydım insanları cinsiyetsiz yaratırdım. O zaman insanlar, zihinlerinin bir köşesinde kadın-erkek diye bakmayıp salt'insan' diye yaklaşırdı. bıla bıla bıla uzun mevzular içinde anlatırken -Elif bunlar ancak distopik düşünceler." Diye bir seslenişten sonra Bugün, haay dilimi eşek arısı soksaydı diyorum. İnsanların salgınla mücadele edeceği, ekonomik sorunlar yaşayacsğı canı ile imtihan edildiği bir karantina hayal etmemiştim valla 🙄 çok sıkılıyorum. Uyanır uyanmaz yatağın içinde karnımın altında ben uyurken çığlık atan kitabı boğulmaktan kurtarırcasına yüzümü yıkamadan okumaya başladıktan 10 sayfa sonra günün ortasında uyuyakalmak! Annem gelince halim yok diyip- kalk artık -demesini engelleme psikolojisi içinde uykudan sıçrayıp hasta taklidi yapmak! Annem gidince tekrar uyku kokusu sinmiş kitabı alıp okuyarak yorganın altında iftarı beklemek! 5 vakitlik bir çağrı da olmasa hiç kıpırdamayacağım bu günler sanırım. Sosyal medyalardan (watsapp) dahil uzak kalan bir Elif olarak başa gelen çekilir (Rabbim tez elden şifa göndersin, böyle imtihanlar yaşatmasın) diyor ve sonuçların sebeplerden mürekkep olduğunu da söyleyip susuyorum.
Ne alakası var :(
"Boşanmış bir kadın olması! Biz burada tonlarla mürekkep harcayıp yuvanın kutsallığından, kadınlığın saflığından ve temizliğinden dem vuruyoruz! Okurların bunu nasıl sindirir dersin?
Ve ölü serçeleri gömerdim Kurumuş yasemin saksılarının dibine... Ah... Geçip gitti o günler O şaşkın, o cazibeli O uyku ve uyanıklık günleri... Her gölgenin bir gizemi vardı. Ve bir hazine saklardı bütün kapalı kutular Her bir köşesi sandık odasının Başka bir dünyaydı sanki o öğlen sessizliğinde. Ve karanlıkta korkusuz olan Bir
Reklam
807 öğeden 601 ile 610 arasındakiler gösteriliyor.