"Biliyor musun Muro?" dedi. "Beni hayatta üç şey mahvetti: Fazla cesaret, fazla merhamet, fazla sevgi."
....
"Biliyor musun baba," dedim. "Saydığın o üç şey bende de fazlasıyla var."
....
"İnşallah, senin hayatını mahvetmezler,"
Murakami, Kumandanı Öldürmek kitabını anlatırken “Günümüz toplumunda insanlar sadece kısa mesajları tüketiyor, okuyucuların bir kere başladığında ellerinden bırakamayacakları bir şey yazmak benim için önemli.
Bir hikâyenin, anında bir etki yaratmasa dahi, zaman geçtikçe, okuyucuyu eninde sonunda güçlendireceğine inanırım. İnsanları güçlendirebilmeyi umuyorum” demişti.
Sade Anlatım ve Görgülü Kahramanlar
Murakami’nin adsız ve görgülü kahramanları beni etkilemiş, yalnızlığı ve ıssızlığı kavrayış biçimleriyle de büyülemiştir. Belki de umduğu şey gerçekleşmiştir.
Genç ressamımız, Kumandanı Öldürmek isimli tablo ile karşılaştığında olaylar da ardı sıra gelecektir…
Yine kuyular, klasik müzikler, kitaplar, metaforlar, idealar, tarih, büyük deprem ve ardından gelen tsunami faciası...
Murakami sürükleyici olsun diye bu kadar konu işlemiyor, siz akışta bunların birbirine nasıl bağlandığını fantastik bir dünyada okuyorsunuz…
Seveni şöyle dursun sevmeyenleri dil uzatmasın.
İyi okumalar
Puanım 3/5 (%60/100)
Tek oturuşta 20 25 dakika gibi bir sürede bitirdim galiba ve genel olarak güzeldi. Kitap ünlü şair (özellikle haiku) Matsuo Başo'nun en ünlü eseri(ymiş). Çok beklentim yoktu ve kendisi hakkında çok şey de bilmiyordum. Kitaba aslında bir seyahatname denilebilir. Başo'nun hayattan memnuniyetsiz bir durumda kuzeye doğru çıktığı yolculukta gördüğü şeyleri günlük gibi yazdığı bir kitap. Aynı zamanda ara ara kendisinin ve dostu Sora'nın haiku'larını görmek de mümkün. Üzerinde denilecek çok şey yok bence. Okuması kolaydı ve yer yer yeni şeyler de öğrendim. Haiku hoşuma gittiği için şiir olan kısımlar da hoştu. Benim özellikle "Muro no Yaşima Tapınağı" bölümü hoşuma gitti çünkü 2. kitabımda kullanmayı düşündüğüm Kono Hana Sakuya Hime adlı tanrıçadan bahsediyordu. İthaki Japon Klasikleri serisini topluyorsanız alıp tek oturuşta bitirebilirsiniz.
Sınıf farkını görebildiğiniz için sizi kutlarım! Komünistliğe doğru yeni bir adım daha atılmıştır! İstismarcı burjuvalar kahrolsun! Soyguncuları soyun yoldaşlar! Çalışmayan yemek yiyemez! Dünya proleterleri birleşin!
Ey kerpiç damında yürek unuttuğum mahalle,
Unutup, sonra umutlara gömdüğüm..
Cevize aşık sallayıp, miskete çukur açtığım sokak,
Sokağım tozuna dört yaman ortak..
Yaşar, Lemo, oyunbozan Muro,
Bibimin tandırından patile çalan Bozo..
Ey yolunda diz kanattığım, kanatıp sonra kaçtığım,
Sokağımın beyaz gülü, saçı örgülüm,
Uğruna kavga edilesi, güzel kız, ay kız..
Hele bir gelem, görem sizi desem,
Hala oralarda mısınız?
mh
"Biliyor musun Muro?" dedi. "Beni hayatta üç şey mahvetti:Fazla cesaret, fazla merhamet, fazla sevgi."
Gözlerim buğulandı. Sesimi çapaksız tutmaya çalışarak, ağlamaya başlamaktan korkarak, "Biliyor musun baba," dedim."Saydığın o üç şey bende de fazlasıyla var."
Onun saydığı gibi saydım: "Fazla cesaret, fazla merhamet, fazla sevgi."
Çaresizlik belirten bir ifade belirdi yüzünde. Gözlerinde yalnızca doğulularda görebileceğiniz bir yeis vardı."İnşallah, senin de hayatını mahvetmezler," dedi.
nedir bu iğrençlik
etrafıma bakakaldım
çivileri ucu ucuna tutuyor
değerler arkasına bakmadan kaçıyor
utanıyorum insanlardan
midem bulanıyor yapılanlardan
üzerine basıp çıkanlar
birgün tepe taklak olacaklar önünde
saygı duymuyorum artık namusa
alın terine acımıyorum artık
bunlar anlamını yitirmiş
gelecek nesiller umutsuzluk tohumu
yazıklar olsun nefes alışıma
insan denen ruhuna fatiha
sebepleri çok,soranları yok
işkence oldu artık sebeb-i aşk
sevende,sevmeyende bin pişman bu sahnede
ama günümüz sinemaları işte
Muro'nun dediği gibi
''lanet olsun içimdeki insan sevgisine''
Asya Bozdağ