Jerzy Kosinski: Musevi asıllı Amerikan yazar, üretemediği ve yazamadığı için bir süre bunalım geçirdi. 58 yaşında evinin banyosunda kafasına naylon poşet geçirerek hayatına son verdi.
Günümüzde EKÜMENİZM dini temsilin siyasal gücünü ifade eder. Başlangıçta sadece Protestan kiliselerini birleştirme maksadını taşıyan bu dini akım zamanla bütün kiliseleri... günümüzde ise bütün dinleri birleştirmeye odaklanmıştır. * Dinler arası diyalog ve ılımlı İslam'ı bu açıdan değerlendirmek gerekir. * Papa II.Jean Paul işi daha da ileri götürerek,...İslam, Musevi ve Pagan dinlerle diyalog başlatmıştır. * Türkiye'den Fethullah Gülen ve Cemaatinin bir kısım önderi, Papa'nın bu doğrultudaki gayretlerine destek vermekte ve bu akımın içerisinde yer almaktadır. (Kendi Notum: Said Nursi de bu çerçeve de bir kişidir. Geçmişte Papa ile ne için, ne maksatla, hangi amaca hizmetle mektuplaştığı yan yana paralel durduğu çok iyi analiz edilmelidir.)
Sayfa 146147Kitabı okudu
Reklam
261 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Golding, 1954 yılında " Sineklerin Tanrısı" kitabını hiç bir yerde bastıramaz. 20 yayınevine gider, geriçevrilir. Sebebiyse " dönemin şartlarına ters algıyla yazılmış olması "mış. Sonunda kitab`ı basmağa yanaşan bir yayıncı çıkar, kitap basılır ve kısa dönem arasında bestseller olur. Çocuk kitab`ı sanarak başladım okumağa. Kitab`ın içinde çocuklardan başka şey yok ama bu kitap bir çocuk kitab`ı olmak için çok büyük... Kitap bir atom savaşı sırasında güvenlik sebebiyle ülkeden kaçırılmak istenen bir grup erkek çocuğu taşıyan uçağın ıssız bir adaya düşmesiyle başlar. Yaşları 6-12 arası bir yığın çocuğun liderlik üzerinde çekişmeleri, adaya hakim olmak istekleri onları adım adım " vahşileştirir". Golding, kahramanlarını çocuk seçmekle, merhametli, melek gibi bildiğimiz çocukların da şeytanlaşabileceği, " Sineklerin Tanrısı" nı simgeleyebileceklerini anlatmak ister. Zira yazar, boşuna kitab`ın ismini " Sineklerin Tanrısı" koymamışdır. "Sineklerin Tanrısı" Musevi dininde şeytan ismi yerine geçer... Eğer, " Hayvan Çiftliği" ni okumuşsanız, " Sineklerin Tanrısı" nı da aynı duygularla okuyacağınıza eminim. Kaba şekilde demem gerekirse, iktidar ya da liderlik söz konusu oldu mu, "hayvan" " çocuk" hiçbir şey ifade etmiyor. Hepimiz gaddarlaşıp, " vahşileşe " biliyoruz... Keyifli okumalar...
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.7k okunma
20. yüzyılın tüp bebeği İsrail devletinin yaratılışı, Musevi "kaderi"ne ilişkin düşünceyi pek basitleştirmeyecek. Büyüden çıkmış Batı, kendini bütünüyle bu yaratıma verecek. Hem laik ve cumhuriyetçi olup hemde dinsel bir metne dayalı tapu senetleriyle hak iddia ederek bir devletin kurulmasına tam destek verilebilir mi? Georges Corm
Sayfa 92 - Georges Corm, Doğu - Batı: Hayali Kırılma, Çeviren:A.Nüvit Bingöl, İstanbul 2003, İthaki Yayınları, s.69 -70Kitabı okudu
392 syf.
·
Not rated
Hızır Reis'likten Barbaros Hayreddin'liğe giden yoldaki macerayı anlatıyor İskender Pala. Ancak biyografi yerine romanı tercih ettiği için bunu kurgulayarak ve hayali kahramanlar da koyarak yapıyor. Otuz yıllık bir hasreti konu edinen sıra dışı bir aşk hikayesi var. Beatrix ( Billure ) ile Saint Alkala ( Seydi Muradi ) arasındaki efsanevi bir aşk... Pala, eski bir deniz astsubayı, yani bu hikayeyi belki de en iyi anlatabilecek kişi çünkü hem bir denizci hem de bir edebiyatçı. Akdeniz'de Barbaros ile Andre Doria arasındaki ( aslında Kanuni ile Şarlken ) amansız rekabetin hissedildiği bir dönem. Tabii bir de Endülüs ve Gırnata'nın hazin hikayesi var. İspanyolların büyük müslüman ve musevi katliamları... Kitabın sonuna bir denizcilik sözlüğü konulmuş çünkü barça, camadan, forsa, dirisa, gabya, vardiyan, borda, loça gibi pek çok tabirin anlamını veriyor -ki romanda sıkça karşımıza çıkıyor bu tabirler. Çengel kol Oruç Reis, süveyda, dönemin hayat tarzı ve daha pek çok şeyi görmek için ve tabii ki güzel bir kitabı bitirmiş olmak için okunması gereken bir eser. Büyük Barbaros'a rahmet olsun...
Efsane
Efsaneİskender Pala · Kapı Yayınları · 202014.4k okunma
Bilinsin ki topluma yaralı olan teknolojinin alınmasında İslam aydınından hiçbir çağda tepki gelmemiştir. Toplar dökülür, gemiler inşa edilirken az mı teknoloji transferi yapıldı sanıyorsunuz? Müslümanlar ne aralarında yaşayan Hıristiyan, Musevi azınlıkların zanaatkârane hünerlerine ne de temas ettikleri Avrupalıların mekanik becerilerine karşı komplekse kapılıp düşmanlık göstermemişlerdir. Yeniliklere direniş denilen tavır ancak iki durumda kendini gösterdi: Birincisi yeni mallar üretimi köstekleyerek bir hâkimiyet aracı olduklarında, ikincisi ise toplumun “şirazesi” sayılan inanışlara müdahale ettiği, bir yozlaşmayı başlattıkları zaman.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.