ulan malın üstü açıkmış fark etmemiştim. yıkatırken gördüm, iş işten geçmişti tabii, yüke zarar verdiğim için 1000 papel kesildi, zaten alacağım 4000 papeldi yemin ederim müslüm açıp kendimi jiletlememe şu kadar kaldı ya kamyon temiz olsun istedim aile olalım istedim bedeli bu mu
Büyük usta Yaşar Kemal'in biz Yörüklere yazdığı bu ağıt kıvamındaki eseri okurken kaç kere gözlerim yaşardı bilmiyorum. Binlerce yıldır yazın yaylaklara, kışın kışlaklara göçen Yörüklerin yavaş yavaş azala azala bittiğini, yerleşik hayata geçişini, yerleşik hayata geçmeyen ve töresini devam ettirmeye çalışan Karaçullu obasının yaşadığı çaresizliği, zulmü, bitişi okuyoruz, okurken yaşıyoruz. Yaşar Kemal öyle bir resmediyorki öyle bir kaleme alıyor ki bizim kültürümüzü resmen okurken yaşıyorsun öyküyü. Ve bu yok oluşta bile töreden ödün vermiyor Süleyman Kahya, Haydar Usta, Müslüm Koca... Ahh Yörüklerim, ahh kardaşlarım, soyumuz sürüyor ama adetlerimiz, törelerimiz, binlerce yıldır sürdürülen Türk töresi yavaş yavaş eriyor, eritiliyor... Ve bunu ele alan, bize ağıt yakan Yaşar Kemal aslında bizim törelerimizi de tekrar yaşatmak için bu eserde yazıya döküyor, bir nevi unutturmuyor. Yaşar Kemal, varol ustam...
Müzik hakkında harika olan şeylerden biri de şudur; Sen, 85.000 seyircinin önünde bir şarkı söylersin ve o seyirciler, 85.000 "farklı" nedenle sana ve şarkına hep bir ağızdan eşlik ederler.
Mardinlinin adı Müslüm Akateş idi.
Ankara’ya kadar kimse ile konuşma
masum.Kitap okudum ve uyudum.Bu arada aptes alıp namaz kıldım.Bu
Mardinli Müslim’in hoşuna gitti.Ben.
durup durup bir “Allah!Ya Pir”çekiyordum.Mardinliyi köye uğrayıp ziyaret edeceğimi söyledim.Dini kitapları basan bir matbaacı olarak tanıttım.Diyarbakıra kadar dertleştik.
Tarikata girmediği anlattım.Ses çıkarmadı.Diyarbakırda indik.Ayrıldık
Akşam bir delikanlı gelip beni aldı. Müslüm Efendinin yanına götürdü.
Avludaki havuzun etrafında sıralandık.Müslüm Efendi kitapçı arkadaş diye şeyh ile tanıştırdı.Sonra yerde serili kilimlerin üzerine oturdu.
lar.Uzun saçlı,sakallı Derviş Nuri ile tanıttılar.
Araştırmamızda gördük ki müzik her iki mahallenin gençleri için de olmazsa olmaz bir öğe. Sadece aldıkları tatlar farklı. Arka mahallenin Z kuşağının dinlemekten en keyif aldığı tür rap ve arabeskken, yüksek gelir grubu Z kuşağı rock ve pop müzik dinlemeyi tercih ediyor. Her iki mahallede de sanat müziği, halk müziği ve klasik müzik en az tercih edilen türler. Belli ki müzik her iki grupta da isyanın dili; sadece tonlar farklı.
Arka mahallede en sevilen isimler Müslüm Gürses, Gazapizm. Ezhel ve Yıldız Tilbe. Yüksek gelir grubu Z kuşağı için ise müziğin yıldızları Duman, Sezen Aksu ve Teoman. İlginçtir ki bu grupta da Ezhel kayda değer seviyede seviliyor..
Kurgusal bir hayatın beceriksiz bir aktörü olduğumu düşündüm yine.İnsan bir düzenin tam ortasına fırlatılıyor,sonra da onayı alınmadığı kurallara uymaya zorlanıyordu.